Page 58 - My FlipBook
P. 58
ġANJÖR ĠSMAĠL — (Sülün Ahmet'e) Oğlunu düĢünüyor! (Salih'e) Durup dururken yine
kim pirelendirdi seni, patron?
SALĠH — (Sol yandaki kapıyı gösterir.) Ġçerideki kaltak.. Semra mıdır, nedir
iĢte o.... Canım bunların hepsi bahane.. Çocuk, bir kazık gibi ciğerlerime
kakılı... Ġçimden çıktığı mı var ki?...
SÜLÜN AHMET — Bir gün, Patron ummadığın yerde, ummadığın saatte karĢına
çıkıverir. Hiç merak etme!
SALĠH — (BaĢını Sülün Ahmet'e çevirir.) Sülün Ahmet, oğlum! Madmazel Fofo'nun
odasına gidelim. Oyuncular gelinceye kadar bir iĢ konuĢacağız. (Ayağa kalkar.)
Çok ince bir iĢ... Bir yerde bir adam kesecekler, kasaplığını bĠ7 yapacağız.
(ġanjör Ġsmail'e) Sen de hazırlan, geıeiıleri idare et!
ġANJÖR ĠSMAĠL — BaĢüstüne patron!
SALĠH — (Sülün Ahmet'e) Gel!
(Salih Sülün Ahmet'i omuzundan kavrayarak cephenin sağ yanındaki kapıya doğru
yürür. Ġkisi birden girerler. Onlar içeriye doğru yürürken, Ġsmail cebinden
çıkardığı bir anahtarla konsolun birinci çekmecesini açar. Ġçimden iki avuç
dolusu bir sürü fiĢ çıkarıp masanın üstüne döker. Sonra tekrar açık çekmecenin
yanına gelir, geride kalan birkaç fiĢi de alıp masaya atar. Ġsmail'in elinde
yine çekmeceden aldığı siyah bir torba vardır. Yanyana dikilmiĢ üç cep Ģeklinde
ve iki tarafı uçkurlu, siyah bir torba.. Ġsmail bu torbayı, cepleri önüne
gelecek Ģekilde beline
172
bağlayıp, üç çeĢitli fiĢleri ait olduğu cebe yerleĢtirmeğe baĢlar. Orta yerdeki
kapının buzlu camlan üzerinde, simsiyah ve baĢı açık bir insan gölgesi. . Kapı
hususi bir tarzda vurulur.)
ġANJÖR ĠSMAĠL - (BaĢını kapıya çevirmeden) Ne var EĢref Ağabey?
EġREF AĞABEYĠN SESĠ- Geliyorlar yavaĢ yavaĢ...
ġANJÖR ĠSMAĠL - Gelsinler.
(Gölge camlardan silinir. ġanjör Ġsmail hemen masadan nargileyi kaldırıp bir
köĢeye atar. Konsolun birinci çekmecesinden bir evrak sepeti içinde birĢeyler
çıkarıp masaya koyar: Sepet, ambalajları açılmamıĢ altı deste yeni kâğıt, küçük
ganyot kutusu... Ġsmail bunları krupye mevkiinde boĢ sabo ile yanyana tanzim
eder. Hareketleri fevkalâde süratli... Camlı kapı açılır: Elinde birf paket,
Prens Safa...)
ġANJÖR ĠSMAĠL - (Kapıyı kapatan Prens , Safa'ya) Vay, Prensim, buyursunlar!
PRENS SAFA - (Gayet azametli) Mahsus müĢterilerden evvel geldim. Seninle biraz
iĢim var.
ġANJÖR ĠSMAĠL - Ayna gibiyim desene... Yine mangiz değil mi?
PRENS SAFA - (Elindeki paketi masaya bırakır.) Bırak Ģimdi maskaralığı!
(Ceketinin iç cebinden çıkararak) ĠĢte sana bir tabaka, bir stilo...
(Pantolonunun sağ cebinden çıkararak) Bir kutu lüks Amerikan sigarası...
(Masadaki paketi uzatır.) Bir de Skoç viskisi... Bunların hepsine birden ne
verirsin?
173
ġANJÖR ĠSMAĠL - Tabaka ile stilo malûm; senden fazla bizim malımız... BeĢerden
on lira... Sigaralar bediyen olsun... Viski eğer sahici ise, haydi 20 lira da
ona diyelim...
PRENS SAFA - Zalim tefeci! 100 liralık viskiye 20 lira, ha! Dilediğin bara
götür, 60, 70 lira al!
ġANJÖR ĠSMAĠL - Bizim piyasamız, bu... ġimdi 30 askeri alır, oyununu oynarsın.
Kazandın, ne âlâ! 40 lira verir mallarını geri alırsın. Olmadı, yarın öğleye
kadar 40 lira getir, yine al mallarını geriye!
PRENS SAFA - Ver parayı hain, ver! Çabuk ver, kimse gelmeden.
ġANJÖR ĠSMAĠL - Dur bakalım, Prens! ġu viskiyi bir görelim. (Paketi çekip
kâğıdını yırtarak bakar.) Mükemmel, sahiden Skoç... Tıpası da açılmamıĢ.
Herhalde içi çay dolu değil. Bilirsin ki kül yutmayı sevmem. Al bakalım Ģu 30
lirayı!
(ġanjör Ġsmail, belindeki torbadan, bir yirmi beĢlik, bir de beĢlik fiĢ çıkarıp
Prens Safa'nın önüne atar. Prens Safa paraları ĢimĢek gibi kapar, cebine
indirir.)
PRENS SAFA - Ġki gece evvel Akdeniz Yat Kulübünde olanları duydun mu?