Page 53 - My FlipBook
P. 53

OTEL KÂTĠBĠ — (Kaatile) Söylesenize ne olduğunu! Reis Bey bekliyor!...
             KAATĠL — (Bileğini bırakarak Reis Beye) Mahkûmlar ayaklandı! Âdem Baba
             korkusundan öldü! Ölüsünü avludaki ping - pong masasının, hani Ģu idamda
             kullanılan masanın üstüne uzatıp, merhamet, merhamet diye bağırıyorlar. Reis Bey
             gelsin, derdimizden o anlar, diyorlar. Bir merhamet lâfı çıkıyor ağızlarından;
             bir Reis Bey, narası.. Jandarma havaya ateĢ edip duruyor. Savcı orada.. Beni
             ziyaret yerinde gördü, seni alıp getirmemi söyledi. KoĢ, zavallılara anlat! Bu
             ayaklanmaya sebep senmiĢsin!
             REĠS BEY — Zorla istenir, alınır mı merhamet? Aldıkları merhamet mi olur? Gidi,
             merhamet dâvası!.. Sana da mı acımıyorlar? Sen de mi bana acımıyorsun? (Durak)
             Demek sebep benmi-Ģim?
             KAATĠL — Gidelim Baba, biz onlara acıyalım?
             REĠS BEY — Haydi oğlum, gidelim!..
             (Açık kapıdan giren bir sürü insan.. Önde, Baro Reisi birinci Avukat, arkasında
             Ġkinci Avukat... Daha arkada iki baro âzası.. Gazete fotoğrafçıları...
             Çıngırak.. Kapı kapanır...
             154
             Birinci Avukatın elinde, ince, uzun bir paket.. Ayaktakiler açılarak gelenlere
             yol verir. Bar kızları kalkıp, yan yan merdiven tarafına geçerler. Birinci
             Avukat, elinde paket, Reis Beye yaklaĢır. Gazete fotoğrafçıları sağ ve sol
             taraflarda mevzi almıĢlardır. Kalabalık, Reis Beyle kapı arasında ince bir yol
             bırakacak Ģekilde sıralı... Dadı ve Kaatil, arkaları vitrine doğru, cephede ve
             ön sırada... Birinci Avukat elindeki paketi açıp, meydana ince uzun bir mahfaza
             çıkarır.)
             BĠRĠNCĠ AVUKAT — (Reis Beye, hitap edâ-siyle) Muhterem Reisim! Adalet
             anlayıĢına, fikirleriniz ve hayatınızla getirdiğiniz yeni mana, memleketimizden
             baĢlayarak, dünya çapında bir hâdise olmuĢtur. Ġnsanlığa baĢ döndürücü bir
             yükseklik getirdiniz! Bu hâdiseyi değerlendirmek borcunu yüklenen baromuz,
             günlerdir süren mü-zarekeler ve münakaĢalar sonunda sizi fahrî BaĢkanlığa seçmiĢ
             bulunuyor. (Elindeki mahfazayı açıp içinden madenî, dala benzer birĢey çıkar.)
             Bir kitap üzerinde defne dalı Ģeklinde, adaletle merhanetin sarmaĢ dolaĢ
             ahengini belirten bu altından sembolü de dâvanıza ve muzaffer çilenize bir
             karĢılık üzere takdim ediyorum. Baro BaĢkanı, aynı zamanda avukatınız ve
             dostunuz olarak, bu vazifeden, mesleğimin en büyük Ģerefini duyduğumu
             bildiririm!
             (ĠĢleyen flâĢlar.. Reis Bey, baĢı yukarıda, hissiz, kıpırdamıyor. Birinci
             Avukat, altın sembolü, muhafazasız olarak Reis Beye uzatır. Reis Bey, donuk bir
             hareketle onu alır. Mahfaza Birinci Avukatın elinde...)
             155
             REĠS BEY — (Birinci Avukata) Muhterem efendim! Ben bir zaferin değil, bir
             bozgunun temsilcisiyim! Eğer bir yükseklik gösterdimse, bu çıkıĢ hissi veren bir
             iniĢten geliyor. Uçurum dibinde biten bozgun!.... Uçurumlar dağ, dağlar uçurum
             olmalı ki, ben kahraman olabileyim.. Böyle bir zafer armağınma lâyık değilim
             ben... Onu alamam!... Sonra iniĢimi, iniĢimde bulduğumu kaybederim. Beni
             affediniz! Ararsanız, lâyık olanını da bulursunuz...
             BĠRĠNCĠ AVUKAT — Onun kime lâyık olduğunuzu tesbit iktidarı da, bizden ziyade
             sizde.. Biz, sizin örnekleĢtirdiğiniz mânaya veriyoruz bu armağanı... Eğer
             sizden baĢka bir lâyık olanı var-sı siz bulunuz! O her türlü sizin...
             (Uzun durak... ĠĢleyen flâĢlar.. Reis Bey, e-linde altından kitap ve dal, öylece
             kalmıĢ.... Gözleri aranıyor. Vitrin tarafındaki ön sırada Kaatil; görür.)
             REĠS BEY — Kaatil, oğlum!
             KAATĠL — Efendim, baba?
             REĠS BEY — (Elindeki dalı uzatarak) Al, bu sana yakıĢır!
             KAATĠL — Hiç alabilir miyim? Nasıl olur?...
             REĠS BEY — Hani sen benim hiçbir sözüme karĢı gelmezdin?
             KAATĠL — (Ağlar gibi) Bu öylesi mi?
             REĠS BEY— (Birinci Avukata Kaatili gösterir.) Onun yolu, benimkinin aksine,
             aĢağıdan yukarıya doğru,... O benim aksime, merhamet dâvasının lâfazanı değil,
             kendisi!.. (Kaatile döner, elindeki dalı uzatır.) Sana yakıĢır al!
             156
             (Kaatil, hayret içinde, korka korka dalı alır. Herkes çarpılmıĢ... Çıt yok...)
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58