Page 67 - My FlipBook
P. 67

sana merhamet etmesin! Yalnız çocuğuma acısın"... (Durur, yüzü acıla-Ģır) Bir
             zamanlar bu sesi beynimden çıkarmak için kulaklarımın zarını patlatmayı
             düĢünmüĢtüm.
             MACÎDE — (Birden koltuğun arkasına doğru
             büzülerek) Korkuyorum!
             SALĠH — Korkmayın! Çocuğu, Eyüp'te, tek
             baĢına yaĢıyan ihtiyar bir kadına teslim ettim. Üstümdeki bütün parayı da
             verdim. Bastım, gittim Mısır'a.... ĠĢim gücüm yine kumar.. Fakat bu
             202
             defa bir yolunu bulmuĢtum. Kazanıyordum. (Gösterir) Görüyorsunuz ya parmaksız
             elimi; yüzler, binler, on binler kazandım. Mısır'a gidiĢimin ilk aylarında
             ihtiyar kadına beĢ bin lira gönderdim. Ben dönünceye kadar çocuğun masrafları
             diye.. Mısır'da beĢ sene kaldıktan sonra döndüm. Çocuğumdan çok seyrek haber
             alıyordum. Son yıl hiç haber alamadım. Gönderdiğim taahhütlü mektubu da iade
             ettiler. Zarfın üzerine, kurĢun kalemle, kargacık burgacık "bu adresin sahibi
             ölmüĢtür" diye yazdılar.
             MACĠDE — Aman yarabbi, sonra? SALĠH — Sonra Ġstanbul'a döndüm. Doğru Eyüp
             Sultan... AhĢap ev bomboĢ... KomĢu evlerin her birinden bir kafa çıktı. "Ġhtiyar
             kadın bir sene evvel öldü" dediler. Hasta düĢtüğü zaman birgün çocuğumu elinden
             tutup evden çıkmıĢ, bilinmez bir yere gitmiĢ, akĢam yapayalnız dönmüĢ, yatağa
             düĢmüĢ, bir daha da kalkamamıĢ... Cenazesini mahalleli kaldırmıĢ..
             MACĠDE — Çocuğu bulamadınız mı? SALĠH — Bulamadım. Kimse götürüldüğü yeri
             bilemedi. Yalnız bir cumbaya bir kadın baĢı uzandı. Kadın dedi ki"Çocuğu beĢ bin
             lira para-sıyle beraber Ġstanbul'da bir hocaya teslim etti amma, kimdir,
             bilmiyorum; hocanın bir de lâkabı olacak, fakat unuttum." On yedi senedir
             Ġstanbul-dayım, bucak bucak, sormadığım, aramadığım hoca kalmadı. Ne bir iz, ne
             bir niĢan... (Durur, Ma-cide'nin gözlerinin içni arar.) Yine kumar, yine
             kumar... Allah, para kazanmak için açtığım yolu, bana tıkadı. Getirdiğim paranın
             büyük kısmını kaybettim. Derken bir batakhane kurdum. ġimdi baĢkalarına kumar
             oynatarak monasiyle geçini-
             203
             yon.m. Az kazanmıyorum ama, bir pulum yok.. Ha, yalan olmasın; birkaç sene evvel
             yaptırıp, da taksitlerini bugüne kadar sektirmeden ödediğim yüz bin liralık bir
             hayat sigortam var. Güya iki sene sonra yüz bin lira alacağım.
             MACĠDE — (Asabı) Netice?
             SALĠH — ĠĢte kocanızı birkaç aydır bu kumarhaneden tanıyorum!
             (Tam o anda sağ taraftaki methalden bir zil çalar. Salih ve Madde sağ tarafa
             bakarlar. Zil- bir kere daha çalar.)
             MACĠDE — (Ayakta) Gecenin bu saatinde kim olabilir?
             SALĠH — Ġzin verirseniz ben bakayım! MACĠDE — Koridorda, sağdaki ilk düğmeyi
             çevirirseniz kapını önündeki lâmba yanar. Geleni görürsünüz. Sorun kim olduğunu!
             (Salih kalkar, yürür, sağdan çıkar. Madde, heyecanlı bir duruĢla ayakta, sağa
             bakıyor. Birden, sağ kapının camlarında parıldayan ve bir an içinde yanıp sönen
             keskin bir ıĢık.. Salih tekrar içeriye girer.)
             SALĠH— Fabrikatör Ali Bey... Kocanızın kumar arkadaĢı... Beni görmedi, görmesini
             ister misiniz?
             (Madde cevap vermeden sağ tarafa yürür, çıkar. DıĢardaki lâmba tekrar yanar.
             Salih o istikamete baka baka yan yan sol tarafa doğru çekilir. Sol kapının önüne
             gelir.)
             MACĠDENĠN SESĠ bilirsiniz!
             204
             Buyurun Ali Bey, gire-
             (Salih, soldaki kapıyı açıp içeriye dalar, m-1 pamaya vakit bulamaz, kapı açık
             kalır. Önde Ali, arkada Madde, içeriye girerler. Ali fraklı.. Macide Ali'ye, ön
             plândaki koltuklardan birini gösterir.)
             MAC ÎDE — Buyurun efendim!
             ALI — TeĢekkür ederim, oturmıyacağım. Böyle münasebetsiz bir saatte rahatsız
             ettiğim için tekrar af dilerim.
             MACĠDE — Ziyanı yok efendim, bu gece benim için hayret ve dehĢet akĢamı... Hiç
             ehemmiyeti yok...
   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72