Page 20 - (Microsoft Word - 13.11.2008 \335ST\335NYE DEVLET HASTANES\335 ZEH\335RLENME REHBER\335.doc)
P. 20

Tedavi
            Su ve sütle derhal dilüe edilir.
            İpeka vermek kontrendikedir. Ufak ve esnek nazogastrik veya orogastrik tüp ile lavaj yapılır.
            Özellikle intihar amacıyla alımlarda, bulantı, sekresyon ve stridoru olan çocuklarda ilk 24 saat içinde
            endoskopi endikasyonu mevcuttur.
            Steroid uygulaması tartışmaladır. İlk 24 saat içinde GIS kanaması veya perforasyon bulgusu olmaksızın
            steroid kullanılabilir. Bu arada perforasyon ve enfeksiyon mevcutsa steroid yanında antibiyotik tedavisine
            başlanır.
            Cerrahi müdahaleyi gerektiren durumlar da olabilir.

            NaOH Sodyum Hidroksit:Koroziv alkali yapıdadır. Ph 11,5 ve üzerinde ciddi özofagus hasarı yapar.
            •Oral alımlarda stridor, kusma, hipersalivasyon ve karın ağrısı ile birlikte ciddi özafagus yanıklarına
            sebep olur. Gecikmiş olarak GIS’te fistül ve striktürler ve özofagal karsinomaya rastlanır.
            •İnhalasyonu halinde üst solunum yollarında ödem, solunum yetmezliği, pulmoner ödem ve pnömoni
            gelişir.
            •Göz maruziyetinde ciddi konjonktival irritasyon, korneal epitel defektleri, limbal iskemi, kalıcı görme
            kaybı, perforasyonlar söz konusudur.Şiddetli GIS kanaması ve nekroz mevcutsa hipotansiyon ve taşikardi
            gelişir.

            •Tedavi : Sülfürik asit tedavisiyle aynıdır.

            NH 4  Amonyaklı  Bileşikler :Evlerde kullanılan temizlik maddelerinin bir kısmında % 3-10 oranında
            amonyak bulunmaktadır. Bu amonyaklı bileşikler göz ve üst solunum yollarına irritan maddelerdir. Oral
            alımlarda dudaklarda, ağızda, yemek borusunda yanıklara neden olurlar.
            E- AĞARTICILAR: Sodyum hipoklorit yani çamaşır suyu % 3-6 (genellikle % 5,4) arası değişen
            konsantrasyonlarda evlerde yaygın olarak kullanılan bir temizlik maddesidir. Konsantrasyonu ve
            maruziyet süresine göre hafif irritan ya da koroziv etkili olabilir. Sodyum hipoklorit bir asit veya
            amonyak ile birleşiğinde klor ve kloramin gazı açığa çıkar. Mukoz nembranlarda ve solunum sisteminde
            irritasyon olur. Aspirasyon pnömonisi, glottis ödemi, pulmoner ödem olur. Pulmoner hasara sekonder
            olarak letharji gelişir. Fazla miktarlarda maruziyette hematemez, hipernatremi ve hiperkloremi olur.
            Tedavi :  Kusturma ve GL kontrendikedir.Ağızdan dilüsyon yapılır. 120-240 ml. su veya süt içirilir. 5 mg
            / kg ve üstü dozlarda alımlara, hipersalivasyonu, disfaji ve ağrısı olan hastalarda özofagoskopi endikedir.

            TERMOMETRE CİVASI
            Termometre içinde bulunan civa organik veya inorganik karakterli olmayıp elemental yani metal yapılı
            civadır. GI fistül veya enflamasyon olmaksızın oral alımlarda akut toksisite oluşturmaz.
            •İnhalasyon sonucunda advers reaksiyonlar gelişir. Pnömoni, bronşiolit, pulmoner ödem ve ölümlere
            rastlanır. SSS bulguları, renal hasar, jinjivit ve stomatit gelişebilir.
            •Ayrıca ilk birkaç saat içinde inhalasyon sonucu halsizlik, üşüme, ağızda metalik tat, bulantı, kusma,
            karın ağrısı, diyare, baş ağrısı, görme bozuklukları, dispre, öksürük ve göğüste daralma hissi gibi bulgular
            görülür.

            KRONİK inhalasyon  bulguları : (Bu sanayide çalışan işçilerde görülür).
            Kişilik değişiklikleri, halüsinasyonlar, delirium, uykusuzluk, iştah kaybı, irritabilite, baş ağrısı, hafıza
            kaybı, tat ve koku alma duyularında bozulma, tremorlar, ataksi, abartılı reflexler, paresteziler, aşırı
            terleme, allerjik dermatit, renal foksiyon bozukluklarıdır.
            Tedavi : Termometre civasındaki elementel civa miktarı toksik dozun altındadır.Yüksek dozlarda şelasyon
            tedavisi uygulanır. Succimer, Dimerkaprol, penisilamin, BAL gibi şelatörler kullanılır.           DİŞ
            MACUNU: Düşük oranlarda soydumflorid içerir. Flor toksisitesi ancak 5 mg / kg üzerine çıkınca
            görülür. (Bazı literatürlerde 5-10 mg / kg olarak geçer). Bir tüp macundaki flor miktarı çok düşük olduğu
            için non-toksik diyebiliriz.
            KOLONYA:  Etil alkol içerir ancak kaçak olarak imal edilenlerde metil alkol bulunabilir ya da tağşişat
            olarak etil alkol içinde metil alkol bulunabilir.




                                                                                                                19
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25