Page 186 - Efsane
P. 186

parçası içinde tavuk eti vardı. Polis onu aldı, omzuna astı ve bana tiksintiyle son
               bir bakış daha attı. "Sokak piçleri," diye mırıldandı. Sonra da çekip gitti. Sokak
               yine sessizleşti.
               John dönüp annemi teselli edecek bir şeyler söylemek istedi ama o başından
               savurup yemeğimiz gittiği için John'dan özür diledi. Bana bakmıyordu. Bir süre
               sonra ağlamaya başlayan Eden’la ilgilenmeye gitti.
               Annem gidince John bana döndü. Omuzlarımdan tutup beni delicesine sarstı.

               "Bir daha asla yapma bunu, anladın mı? Sakın ha!" "Ona atmak istememiştim!”
               diye bağırdım.
               John öfkeyle homurdandı. "Bu değil mesele. Ona bakışından bahsediyorum.
               Beynin çalışmıyor mu hiç senin? Polislere asla öyle bakılmaz, anladın mı?
               Hepimizin ölmesini mi istiyorsun?”
               Yanağım bıçağın sapından dolayı hâlâ acıyordu, karnım da polisin tekmesi

               yüzünden yanıyordu. John’un elinden kurtuldum. "Beni korumak zorunda
               değildin,” diye patladım. "Dayanabilirdim. Karşılık verebilirdim.”
               John tekrar beni tuttu. “Sen kafayı tamamen yemişsin. Beni dinle, kulaklarını da
               iyi aç. Tamam mı? Asla karşılık vermeyeceksin. Asla. Polisler sana ne söylerse
               yapacaksın ve onlarla tartışmayacaksın.” Gözlerinden sinirinin bir kısmı
               geçmişti. “Onların seni incittiğini görmektense ölürüm daha iyi. Anlıyor
               musun?”

               Zekice bir şeyler söyleyebilmek için çabaladım fakat utanç içinde gözlerimin
               dolduğunu hissettim. Birden ağzımdan, "Tavuğunu kaybettiğin için üzgünüm,"
               dedim.
               Sözlerim John’u biraz olsun gülümsetebilmişti. "Gel buraya, çocuk.” İç çekti,
               sonra da beni sarıp sarmaladı. Yanaklarımdan gözyaşları dökülüyordu.

               Utandığım için sessizce ağlamaya çabaladım.

               Batıl inançlarım yoktur ama bu rüyadan, John’la ilgili bu acı verecek kadar net
               anıdan uyandığımda, göğsümde korkunç bir his oluştu.


               Onların seni incittiğini görmektense ölürüm daha iyi.

               Ve ansızın bu dediğinin bir şekilde, bir yolunu bulup gerçekleşeceği korkusuna
               kapıldım.
   181   182   183   184   185   186   187   188   189   190   191