Page 187 - Efsane
P. 187
JUNE
SAAT: 08:00
RUBY BÖLGESİ
DIŞARIDA SICAKLIK: 18 °C
DAY YARIN İDAM EDİLECEKTİ. Thomas geldi ve Batalla Binasına rapor
vermeden önce bir filmin gündüz seansına beni davet etti. Bayrağın İhtişamı,
dedi. Hakkında iyi şeyler duydum. Film, Cumhuriyet’teki bir kızın,
Koloniler’den bir casusu yakalaması hakkındaydı.
Kabul ettim. Eğer bu gece John’un kaçmasına yardım edeceksem Thomas’m
ilişkimiz hakkında kendini iyi hissetmeyi sürdürmesini sağlamalıydım.
Şüphelenmesine gerek yoktu.
Yaklaşmakta olan kasırga (bu seneki beşinci) Thomas’la birlikte sokağa
adımımızı atar atmaz ilk sinyallerini verdi; insanın keyfini kaçıran bir bora,
normalde nemli olan havada insanı irkilten buz gibi bir rüzgâr. Kuşlar
huzursuzdu. Sokak köpekleri ortalıkta gezmek yerine, sığınacak bir yer
bulmuştu. Sokaklardan daha az sayıda motosiklet ve araba geçiyordu.
Kamyonlar apartmanlarda yaşayanlara ekstra içme suyu ve konserve yiyecek
götürüyordu. Kum torbaları, lambalar ve taşınabilir radyolar da karneyle
verilmişti. Deneme stadyumları bile fırtınanın geleceği gün için Deneme’leri
ertelemişti.
“Bütün bu olanlar karışışında sanıyorum oldukça heyecanlısındır,” dedi Thomas
sinemaya girerken. “Az kaldı.”
Başımı sallayıp gülümsedim. Sinema salonu bugün tıklım tıklım doluydu, hem
de rüzgârlı havaya ve beklenen elektrik kesintilerine rağmen. Önümüzde sinema
salonunun devasa “küp’u göründü; her bir kenarı bir koltuk bloğuna dönük dört
kenarlı bir projektör. Film başlamadan önce bir dizi reklam ve güncel haberler
gösteriliyordu.
“Hissettiğim şeyi tarif etmek için ‘heyecanlı’ kelimesi yetersiz kalır,” diye cevap
verdim. “Ama dört gözle beklediğimi itiraf ediyorum. Nasıl gerçekleşeceği
hakkındaki detayları biliyor musun?”
“Meydandaki askerleri denetleyeceğimi biliyorum.” Thomas’ın dikkati
dönmekte olan reklamlardaydı. Bizim tarafımızda şu anda parlak ve şatafatlı