Page 182 - Efsane
P. 182

katılmasının esas sebebi bu bile olabilirdi. Day’i kurtarmaları için onlara
               yalvarmak...
               “Biliyorum.” Sırt çantamı çıkartıp Kaedeye fırlattım. Açmadı. “İşte bu yüzden
               bunu getirdim. İçinde biraz önce sana verdiğim parayla birlikte 200,000 Not var.
               Bu bir servet sayılır. Day’i yakaladığım için bana verilen ödül ve yardımınız için
               yeterli olacağına inanıyorum.” Sesimi alçalttım. “İçine bir de elektro-bomba
               koydum. Üçüncü seviye. 6,000 Not değerinde. Sekiz yüz metre içindeki bütün

               silahları iki dakika boyunca etkisiz hale getirebilir. Karaborsada bunlardan bir
               tane bulmanın ne kadar zor olduğunu biliyorsundur.”

               Kaede çantanın fermuarım açıp içindekilere baktı. Hiçbir şey söylemiyordu
               ancak beden dilinden, banknotların üzerine açgözlü bir şekilde eğilişinden ve

               sağlam elini onların yepyeni yüzeylerinde gezdirmekten ne kadar zevk aldığını
               anlayabiliyordum. Elektro-bombaya uzandığında zevkten inildedi ve incelemek
               için metal küreyi kaldırdığında gözbebekleri büyüdü. Tess ona umutlu gözlerle
               bakıyordu.


               Bitirdikten sonra, “Bu para Vatanseverler için ancak cep harçlığı olur,” dedi.
               “Ama haklısın, sana yardım etmem için patronumu ikna etmeye yetebilir. Ama
               bunun bir tuzak olmadığından nasıl emin olacağız? Day’i Cumhuriyete sattın. Ya
               bana da yalan söylüyorsan?”
               Cep harçlığı mı? Vatanseverlerin cepleri çok derin olmalıydı. Sadece başımı
               salladım. “Benden şüphelenmekte haklısınız,” dedim “Ama şöyle düşün. Şu

               anda 200,000 Notu ve kullanışlı bir silahı alıp buradan gidebilir ve bana hiç
               yardım etmeyebilirsin. Sana ve Vatanseverle’re güveniyorum. Sizin de bana
               güvenmeniz için yalvarıyorum.”
               Kaede derin bir nefes aldı. Hâlâ ikna olmadığını görebiliyordum. “Planın ne?”
               Kalbim duracak gibi oldu. Ona içten bir şekilde gülümsedim. “Her şey sırayla.
               Day’in ağabeyi John. Ona yarın gece kaçması için yardım etmeyi planlıyorum.
               Tam olarak gece on bir ve on bir otuz arasında.” Kaede bana şaşkın gözlerle

               bakıyordu ama bunu görmezden geldim. “Sahte bir ölüm; John'a veba bulaştığı
               iddiası. Eğer onun yarın gece Batalla Binası’ndan kaçmasına yardım etmeyi
               başarabilirsem, senin ve birkaç Vatansever’in onu bölgeden götürmesi
               gerekecek. Onu güvenli bir yere götürün.”
               “Eğer başarabilirsen biz orada olacağız.”

               “İyi. Şimdi, Day’i kurtarmak tabii ki daha da zor olacak, idam iki gün sonra,
               akşam saat altıda gerçekleşecek. Ondan on dakika önce, onu kurşuna dizileceği
               yere götüren ilk kişi ben olacağım. Güvenli erişim kimliğim var. Day’i doğu
   177   178   179   180   181   182   183   184   185   186   187