Page 84 - Efsane
P. 84
tekrar tezahürata başladı.
“Seç! Seç! Seç!”
Belki de yaranın baş döndüren acısı beni umursamaz bir hale getirmişti. Artık
öfkemi gizleyemiyordum.Tek kelime etmeden döndüm, gömleğimin kollarını
sıyırıp yakamı yukarı kaldırdım. Sonra da ringden dışarı adım atıp çemberi
yararak dışarı çıktım.
Kalabalığın tezahüratları değişti. Yuhalamaların başladığını duydum.
Mikrofonumu açıp Thomas’a asker göndermesini söylemek istedim ama sesimi
çıkaramadım. Hiçbir seçeneğim kalmadığında yardım çağıracağıma söz
vermiştim ama bir sokak dövüşü yüzünden kimliğimi açığa çıkarmayacaktım.
Binanın dışına çıkmayı başardığımda, arkama bakmaya cüret ettim. Yarım
düzine seyirci beni takip ediyordu, çoğu sinirden köpürmüştü. Bunlar kumarbaz,
diye düşündüm, durumu en çok önemseyenler onlar. Onları görmezden gelip
yürümeye devam ettim.
İçlerinden biri, “Buraya geri dön!” diye bağırdı. “Öyle istediğin an gidemezsin!”
Koşmaya başladım. Bu bıçak yarasına lanet olsun. Büyük bir çöp kutusuna
ulaşıp kendimi üzerine savurdum, sonra da ikinci kattaki bir pencere eşiğine
zıplamaya hazırlandım. Yeterince yükseğe tırmanabilirsem beni
yakalayamazlardı. Olabildiğince yükseğe zıplayıp bir elimle pencere eşiğine
tutunmayı başardım.
Ama yara beni yavaşlattı. Biri bacağımdan tutup beni hızla yere çekti. Dengemi
yitirip duvara sürtünerek yere düştüm. Kafamı, dünyamı altüst edecek kadar
hızla çarptım. Sonra üstüme çıktılar, beni çekiştirerek ayağa kaldırıp çığlıklar
atan kalabalığa geri götürmeye çalıştılar. Kafamı toparlayabilmek için mücadele
ediyordum. Gözlerimde ışıklar patlıyordu. Mikrofonu açmaya çalıştım ancak
kuruyan dilimi, istediğim gibi hareket ettiremiyordum. Thomas, diye fısıldadım
ama ağzımdan Metias çıktı. Gözlerim görmez bir halde ağabeyime elimi uzattım
ama artık elimi tutmak için orada olmadığını hatırladım.
Aniden bir pat sesi geldi ve birkaç kişinin çığlığını duydum, hemen ardından
beni bıraktılar. Tekrar yere düştüm. Ayağa kalkmaya çalıştım fakat tökezleyip
yine yere kapaklandım. Bu toz nereden gelmişti? Gözlerimi kısıp görmeye
çalıştım, hâlâ izleyenlerin gürültüsünü, kargaşasını duyabiliyordum. Biri toz