Page 86 - Efsane
P. 86

DAY





                BANA ADINI SÖYLEMEDİ. Sebebini anlıyordum. Lake sokaklarında yaşayan birçok çocuk kimliğini
                gizli tutmaya çalışırdı, özellikle de Skiz dövüşü gibi yasadışı bir şeye katıldıktan sonra. Ayrıca, adını
                bilmek falan istemiyordum. Bahsi kaybettiğim için hâlâ kızgındım. Kaede'nin yenilgisi bana 1000 Not
                kaybettirmişti. O parayla bir şişe ilaç alacaktım. Zamanımız doluyordu ve hepsi bu kızın suçuydu. Ne
                kadar aptaldım. Eğer Tess’i ringden kurtarmasaydı, ben de onu kendi başının çaresine baksın diye
                bırakırdım.

                Ama o zaman da Tess bana bütün gün acıklı gözlerle bakardı. Bu yüzden yapmadım.

                Tess, Kız’ın -sanırım ona artık böyle diyecektim- yan tarafındaki yarayı temizlemesine elinden geldiğince
                yardım ederken sorular sormaya devam etti. Nöbet tutuyordum. Skiz dövüşünden ve toz bombasından
                sonra üçümüz eski bir kütüphanenin balkonunda kamp kurduk. (Bütün bina yıkılıp bu katın tamamı
                havaya açık kaldıysa burası hâlâ balkon sayılır mıydı?) Aslında bütün katların duvarları yıkılmıştı.
                Kütüphane şu anda neredeyse tamamı gölün doğu kıyısından yüzlerce metre uzakta, su altında olan eski
                gökdelenin parçasıydı, her yerini yabani otlar sarmıştı. Bizim gibi insanların korunak bulması için iyi bir
                yerdi. Hâlâ kızı aramakta olan kızgın bahisçiler var mı diye kıyı şeridindeki sokakları taradım. Balkonun
                kenarında oturduğum yerden arkama dönüp baktım. Kız, Tess'e bir şeyler söyledi, Tess de çekinerek
                gülümsedi.

                "Adım Tess," dediğini duydum. Benim ismimi ona söylemeyeceğini biliyordum ama konuşmaya devam
                etti. “Lake’in neresindensin? Başka bir bölgeden mi?” Tess, kızın yarasını inceledi. "Kötü bir yara ama
                iyileşecek. Sabah senin için biraz keçi sütü bulmaya çalışacağım. Sana iyi gelecektir. O zamana kadar
                üzerine tükürmek zorundasın. Enfeksiyon kapmaması için.”
                Kızın yüzünden bunu zaten bildiğini anlayabiliyordum. Tess'e, "Teşekkür ederim,” diye fısıldadı. Bana
                bakarak, "Yardımın için minnettarım," dedi. Tess yeniden gülümsedi fakat ben onun bile bu yeni
                misafirden biraz tedirgin olduğunu hissedebiliyordum.

                "Ben de sana yardımın için minnettarım.”

                Çenem kasıldı. Bir saat sonra gece olacaktı ve görevlerim arasına yaralı bir yabancı daha eklenmişti.

                Bir süre sonra kalkıp Tess ve Kız’a katıldım. Uzaklarda bir yerden Cumhuriyet andının şehir
                hoparlörlerinden gelen sesi duyuluyordu. "Bu gece burada kalacağız.” Kıza baktım. "Nasılsın?” "İyiyim,"
                diye cevap verdi ama acı çektiği besbelliydi. Ellerini nereye koyacağını bilemiyordu, yarasını tutmaya
                kalkıp sonra vazgeçti. Birden onu teselli etmek için bir istek duydum. “Neden beni kurtardın?" diye
                sordu.

                Hafifçe güldüm. "Biliyorsam n’olayım. Bana 1000 Nota mal oldun."

                Kız ilk kez gülümsedi ama bakışlarında inanılmaz derin bir tedbirlilik vardı. Her bir sözümü dinleyip
                analiz ediyor gibi görünüyordu. Bana güvenmiyordu. "Çok büyük para yatırdın, değil mi? O konuda
                üzgünüm. Beni kızdırdı.” Duruşunu değiştirdi. "Sanırım Kaede dostun değildi."

                "Alta ve Winter'ın kıyısında bir barda çatışıyor. Yeni tanıştığım biriydi sadece."
   81   82   83   84   85   86   87   88   89   90   91