Page 113 - Münip E-Book
P. 113
min inşasıdır. Ümranın ahvalinin değişmesiyle tarihi-top-
lumsal varlık da değişime uğrar.”
5
Ortaya konulan bu hususlar ve tespitlerle İbn Haldun,
Auguste Comte’den önce ümran adı ile toplumların de-
ğişimlerini ve işleyişleri hakkında evrensel kurallar or-
taya koymuştur. İbn Haldun medeniyeti ümranla ifade
etmektedir. Ümran fikri ile imar etme kalkınma da aynı
zamanda hedeflenmektedir. Ona göre sistem, toplum
veya teşkilatlanmış mülk, insanı ne kadar yüceltirse ve
insana ne kadar lütuflarda bulunursa o derece medeni
olur. Ümran düşüncesinde hedef toplumu dolayısıyla
insanı mutlu ve müreffeh seviyelere ulaştırarak geçmişle
geleceğin bağını kurmaktır.
“İbn Haldun, tarihi-toplumsal varlık alanını keşfederken
aynı zamanda bu gerilimi de göz önüne sermektedir. İbn
Haldun’a göre her şey ve oluş bir amaca yöneliktir. İnsan
varlık şartları açısından toplumsallığa, toplumsallık asa-
biyete, asabiyet de mülke matuf olarak var olur. Gayesini sayesinde karşılanabilir. Dolayısıyla insanın varoluşu top-
tahakkuk ettiren varlık sebebini yitirir ve yok olur. Onun lumun varlığına bağlıdır. Toplum, insanların yalnız belli
yerini benzer amaçlara yönelmiş olan yeni varlıklar alır. mekanda bir arada yaşamaları değil, aynı zamanda bir
Baki olan sadece Allah’tır. İbn Haldun’da görülen toplum düzen içerisinde yaşamalarıdır. İnsanların kendilerini ve
metafiziği bu oluş-yok oluşun sabit ve genel geçer kuralları- ellerinde bulunanı savunabilmeleri ve kendileriyle birlikte
nı, kendi ifadesiyle ‘sünnetullah fî halkıhi’ veya ‘adetullah’ı diğerlerini de gözetmeleri bu düzenin esasını teşkil eder. Bu
tesbit etme gayretinin adıdır. İnsanın toplumsal bir varlık gözetmeyi herkes aynı güçte yapamayacağı için araların-
oluşu İbn Haldun’un düşüncesinin hareket noktasını teşkil dan birinin bunu diğerleri adına yapması gerekmektedir.
eder. İnsan ancak bir toplum içerisinde ve toplumsal olarak Bu durum toplum içinden bir otoritenin ortaya çıkmasını
7
var olur.” 6 zorunlu kılmaktadır.”
İbn Haldun’a göre insan yaşamın bir ürünü olarak unsur- İbn Haldun, açıklamaya çalıştığımız Ümran ilmini bü-
lar aleminde olduğu gibi bir toplum içinde mevcuttur ve tün yönleriyle ortaya koyarken evvela tarihi bir bütün
olan insanla birlikte zorunlu olarak Ümran ortaya çık- olarak ele alır. Ümranın dönüşebilen unsurlarını bugü-
maktadır. Ancak insanlar varlıklarını hayatın kendisine nün gerisine giderek tespit eder. Bu dönüşebilen unsur-
hizmet ettiği toplumsal durum ile ortaya koymaktadırlar. ların gerekli başlangıç oluşumunu inceler ve neticelerini
Bu durumların biri zamanla etkinliğini ve kullanışlılığını açıklar. Bir laboratuvar ortamında çalışıyormuş gibi in-
yitirirken onun yerini başka durum almaktadır. Böylelikle san toplumunun varlığını çeşitli süreçlerde incelemiştir.
insanlar zorunlu biçimde durumları ve ortamları değişse Bu sosyolojik ve tarihsel incelemeleri sürdürürken zo-
de toplumsal olarak varlığını devam ettirmektedir. runlu temel ihtiyaçları başta olmak üzere yeni ihtiyaçla-
rın nasıl ortaya çıktığını ve bu zorunlu temel ihtiyaçların
“Toplumsallık zorunlu biçimde sadece insan toplumunda hangi şekilde ele geçtiğini ortaya koymaktadır.
bulunan bir dizi oluşumu da ortaya çıkarır. İnsan bir taraf-
tan beslenmek ve korunmak için gerekli olan şeyleri temin “Ona göre bütün bu süreçlerin çift yönü vardır. Bunların
etmek, bir taraftan da hayatiyetini sürdürebilmek için canı- insanlardan, zaman ve mekandan bağımsız sadece bazı
nı ve elinde bulunan şeyleri muhafaza etmek zorundadır. ön şartların gerçekleşmesiyle zorunlu biçimde oluşması asıl
Bu zaruretler ancak bir toplum içerisinde ve dayanışma önemli olan tarafıdır. İkinci yön ise ön şartlarla ilgili olmak-
4 Süleyman Uludağ, “İbn Haldûn”, İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 1999. c. XIX, s. 538.
5 Uludağ, ‘İbn Haldun‘, c.XIX, s. 545.
6 Uludağ, ‘İbn Haldun‘, c.XIX, s. 546.
7 Uludağ, ‘İbn Haldun‘, c.XIX, s. 546.
2021/1 111