Page 227 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 227
Düğünlerde, cenazelerde, gösterilerde duymuşlardı çokça.
Ama kuşatılmış, ama ölümle yüz yüze, üzerlerine bomba,
kurşun yağan insanların ağzından bir başkaydı tilili. İlk kez
tanık olunuyordu böylesine.
Güner 26, Özlem 19 yaşındaydı.
Tilili çekiyorlardı Güner ve Özlem.
Mücadeleyle genç yaşta tanışmışlardı ikisi de. Kavgayı
Dev-Genç saflarında öğrenmişlerdi.
Namusluca yaşamak için, bu rezil düzenden kurtuluş için
silahlı savaşın gerekliliğini yürekleriyle sezmiş, beyinleriyle ya-
kalamışlardı. Ve yüreklerinde yeşerttikleri SDB savaşçısı olma
özlemiyle öne atılmışlardı.
Özlemleri gerçekleşti çok geçmeden. Düşmana darbeler
vurmanın heyecanını ve coşkusunu yaşadılar.
Ölüm ve şehitlik hiç beklenmedik bir şey değildi onlar için.
Öyle ki örneğin Güner, cenazesinin nasıl olması gerektiğini bile
konuşmuştu dostlarıyla sohbetlerinde.
Ve hep kendisine Sinan Abi’yi örnek aldığını söyleyen
Özlem…
Yoldaşlarına sıkılarak, heyecanlanarak “ben bir SDB’li ola-
bilir miyim?” diye sorarken, tüm içtenliği ve bedelleriyle isti-
yordu savaşçılığı.
İşte şimdi de SDB savaşçıları olarak ölümü yenmenin,
düşmanı kuşatmada altetmenin coşkusunu yaşıyor, bu coş-
kuyu dillendiriyorlardı tililerinde.
Güner 26, Özlem 19, Hüseyin 22 yaşındaydı ve çoktan
yenmişlerdi ölümü. Yaşamışlıkları dolu doluydu, ölümleri
onurlu olacaktı.
Halk kurtuluş savaşçılarının kaldığı evi bomba, kurşun
yağmuruna tutan katiller sürüsü, hem daha sonra kamuoyu-
227