Page 231 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 231
Ve 1993 yazında artık bir SDB üyesiydi. Vatanı ve halkı
için öldürmeye ve ölmeye hazırdı.
Bu destanın, Bağcılar destanının komutanıydı şimdi o.
Bir komutana yaraşırcasına yönetti direnişi.
Son nefesine kadar vatanı ve halkı için savaştı ve şehit
düştü.
Zaman, 4 Ağustos’un 04.00’üydü.
Astığı bayrak dalgalanıyordu…
Sabah 08.00 sıralarında bitti çatışma.
6 saat süren direnişte üç Devrimci Sol savaşçısı şehit
düştü.
İnfaz mangaları içeri girmeden önce bir kez daha bomba-
ladılar üssü. Çatıdan bırakılan her bombayla evin iç duvarları,
merdiven boşluğuna bakan duvarlar biraz daha yıkılıyordu.
Bombalarını atarlarken, yalnızca saatler boyu teslim alamadık-
ları, boyun eğdiremedikleri halk kurtuluş savaşçılarını değil,
bir direniş kalesi olan bu üssü de toptan yok etmek ister gibiy-
diler. Ama ne mümkündü. Kurşunlarla, bombalarla delik deşik
olmuş, yıkılmış duvarlarıyla da olsa, bu direniş kalesi karşıla-
rında duruyordu işte.
Ve…
Ve içeri girdiklerinde onları bekleyen bir şey daha vardı.
Üç Devrimci Solcu, şehit düşerken de geriye düşmana sık-
tıkları mermiler kadar güçlü bir silah bırakmışlardı…
Umudun adı kanla yazılmıştı yine duvarlara.
Sözleri vardı…
Özlem bir dernek çalışmasında yer aldığı sıralarda, bir yol-
daşıyla dernekteki panoda şehitlerin resimlerine bakarken, göz-
leri Esma Polat’a yöneldiğinde “Söz veriyorum” demişti,
231