Page 230 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 230
lardı.
Saatler 04.00’ü gösteriyordu şimdi.
Üssün içinde direnişçiler yeni bir hamlenin, dışarıdaki
düşmana karşı yeni bir saldırı hazırlığının coşkusundaydılar.
Bayrak Bağcılar’da dalgalandırılmalıydı.
Çiftehavuzlar’ın vasiyetiydi bu.
Eylem içinde eylem, direniş içinde direniş…
Biraz sonra üssün penceresinde dalgalanacak olan o bay-
rak, halkın kurtuluş bayrağıydı. Sosyalizmin, devrimci hareke-
tin bayrağıydı…
Zafere inancın bayrağıydı o.
Üslerinde saatlerdir direnen silahlı devrimci birliğin ko-
mutanı Hüseyin Aslan, saat 04.00’te bayrağı üssün penceresine
astı.
Katiller sürüsü, devrimi, devrimcileri, devrim ve sosyalizm
düşüncesini asla teslim alamayacaklarını bir kez daha gördüler
o an.
Gözlerinin önünde Çiftehavuzlar’daki o bina canlanır gibi
oldu… Bu görüntü “siz yenileceksiniz, biz kazanacağız” diyordu
onlara.
Kurşun yağmuru devam ediyordu.
Hüseyin zafer işareti yapıp geri çekilirken vuruldu.
Mutluydu, görevini yapmıştı… Bayrak dalgalanıyordu.
Bir emekçiydi o. 22 yıllık yaşamının büyük bir bölümünde
soğuk demircilik, pazarlamacılık, inşaat işçiliği, muhasebecilik
yaparak sağlamıştı geçimini… 1990’da DEV-GENÇ’le tanışmış
ve yaşamı artık tüm emekçilerin yaşamıyla, kaderiyle bütün-
leşmişti. İki yılı aşkın süre İstanbul’un gecekondu semtlerinde
devrimci faaliyet yürütmüş, milislerde görev almıştı.
230