Page 244 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 244
kattaki direnişin hıncını almaya çalışıyorlar. Bir gardiyan da-
yanamıyor, “yeter öldüreceksiniz” diyor, gardiyanı da dövmeye
başlıyorlar. İnsanlığı öldürmeye yeminliler sanki. Kan kokusun-
dan midesi bulanıyor saldırıya katılanlardan bazılarının. Kusu-
yorlar. Hızlarını alamamış gardiyanlar, hapishanenin dişçisi,
askerlerle birlikte işkence yapıyorlar. Kan bulaşmasın diye pa-
çalarını sıvayanlar, ellerini yoldaşlarımızın kanlarına buluyor-
lar. Uğur’u, Yusuf’u, Turan abiyi döverek katlediyorlar. 40
yoldaşımızın da durumu ağır olduğundan hastaneye kaldırı-
yorlar.
Ölüm haberleri geliyordu peşpeşe. Kimlerin şehit düştüğü
net değildi. Barikatları kaldırdık; “haydi gelin, bizi de katledin”
diyorduk.
Öfkemizin farkındaydılar. Koğuşun kapısını açmaya bile
gardiyanlar topluca geliyordu. Kimileri, arkadaşlarının arkasına
gizlenmeye çalışıyordu. Kapımız açıldığında katliama katılmış
bir gardiyanı fark etti Yasemin. Farkettiğiyle elindeki odunu fır-
latması bir oldu. Katliamcılar yüreklere korku tohumlarını yay-
mak istemişlerdi, ama öfkemiz, direncimiz bilenmişti.
Katliamcılar, maltada gezemez olmuştu.
Bir gün bir katilin maltada camları takmakla meşgul ol-
duğunu öğrendik. Kadınlardan bir ekip hazırlandık hemen…
Ekipte 19 Aralık operasyonunda bedenlerini tutuşturarak ken-
dilerini feda eden Berrin ve Yasemin de vardı. Ekibimiz maltaya
çıktı, katili döverek cezalandırdılar. Kan gölünün ortasında kah-
ramanlık yapan katil, maltadan sürüne sürüne çıkmak zorunda
kaldı.
Uğur, Turan, Yusuf, o gün orada şehit düştüler. Gökhan,
Murat, Yasemin, Berrin, Serdar, Günay… O gün oradaydılar…
Buca’yı özgür vatan yapan şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.
Kahramanlarımızın öfkesi, direnci, yoldaş sevgisi, bize hep güç
veriyor. Biz hala devam ediyoruz direnmeye…
244