Page 239 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 239
saldırılar peşpeşe gelmeye başladı. Avukat görüşlerinde ayak-
kabı araması, hastane, mahkeme gidişlerinde çift kelepçe,
ayakkabı araması dayatması başladı. Fırsat yarattıkça fiili sal-
dırılara yöneliyorlardı.
“15 gün savaşları”
27 Temmuz’da televizyondan Ali Rıza’nın İzmir Ha-
tay’daki bir evde katledildiğinin haberini izledik. Ali Rıza Kurt
SDB komutanı ve savaşçısı olarak birçok halk düşmanına hal-
kın adaletini uygulamıştı. 10 günlük özgürlüğünün ardından
katledilmesi, zulüm cephesinde sevinç yarattı. Zulüm bu fırsatı
kaçırmadı. Psikolojik üstünlüğü ele geçiririm düşüncesiyle ara-
maya girdiler. Erkek arkadaşların kaldığı 6. ve 7. koğuşlarda
panolarımızda asılı duran değerlerimize saldırmak istediler. Ar-
kadaşlar keyfiyete izin vermeyince fiili bir durum yaşandı. As-
kerler, ölüm orucunda şehit düşecek olan Serdar Karabulut
yoldaşımızın da bulunduğu dört kişiyi maltaya çektiler. Bunun
üzerine koğuştaki arkadaşlar da müdür, asker, gardiyan kim
varsa alabildikleri kadar rehin aldılar.
Serdarları hınçlarını alana kadar dövdüler. Ancak koğuşta
rehinelerin olması, sürgün saldırısının önüne geçti. Arkadaşla-
rımızın tekrar koğuşa getirilmelerini istedik. Onların hastaneye
kaldırıldığını, tedavileri yapıldıktan sonra geriye getirilecekle-
rini açıkladılar. Sonunda da arkadaşları getirdiler. Fiili durum
ortadan kalktı. Serdar yaşadıklarını gülerek anlatıyordu. Dire-
nişin olduğu yerde, yüzlerden gülüşler eksik olmaz. Yaşanan fi-
ziki acılar gülüşleri gölgeleyemez… Serdar’ı zincirlemişler
yatağa. Sargılar içindeyken işkence yapmışlar. Acısından zi-
yade, eli kolu bağlı cevap verememek rahatsız etmişti Serdar’ı.
Bunu başka saldırılar izledi.
Özgürlük eyleminin ardından mahkemeye çıkanlar nasıl
karşılanacak tahmin edebiliyorduk. Saldıracakları kesindi. Ey-
lemin ardından ilk mahkeme Rızgari davasından arkadaşla-
rındı. Önce mahkemeye gidecek erkek tutsakları aldılar.
239