Page 226 - Olasılıksız
P. 226

34





                    Metal sandalye aynayı delerek geçip de yere düşerken, Nava, Caine’i korumak için üstüne atıldı.
               Saçları dökülen kısa boylu bir adam diğer taraftan odanın içine doğru tırmandı. Bağırıyordu.
                    "DENEĞİ ALAMAZSIN!"   "
                    Nava saldırgana doğru döndü. Yüzü o kadar kızarmıştı ki, neredeyse morarmıştı. Alnındaki bir
               yaradan kan akıyor, akan kan, gözüne girdikçe yarayı siliyordu.  Nava  tabancayı tutup  adamın alnına
               doğrultarak tetiği çektiğinde bir patlama olmadı, bir tek klik sesi duyuldu. Şarjörü boştu. Nava bir şey
               yapamadan, adam aralarındaki mesafe boyunca atılıp Nava'nın üstüne düşüp onu devirdi. Başı yere
               çarpan Nava'nın boğazını sıkmaya başladı adam.
                    Dalton gibi eğitimli bir katil değildi bu ama Nava da artık kendini koruyabilecek durumda değildi.
               Sol kolunu  kullanamıyordu ve kan  kaybından halsiz düşmüştü.  Üstündeki adam sinirinden  aklını
               kaçırdığı için enerji doluydu. Nava bu şekilde alt edileceğini biliyordu ne yazık ki.
                    Ama yine de bir şeyler yapmamazlık edemeyeceğinden, uzanıp, sağlam eliyle adamın hayalarına
               yapışıp sıktı. Adam anında ellerini boynundan çekip, bacaklarının arasına götürüp, bağırdı. Nava onu
               bırakmadı. Nava'nın parmaklarını açamayınca da adam elini yumruk yapıp Nava'nın suratına vurdu.
               Bunu göremeyen Nava'nın ağzına denk geldi yumruk.
                    Başı yere çarptı. Adamı bıraktı  ve o da üstünden yuvarlandı. Bir yandan bacaklarının arasını
               tutuyor, bir yandan da inliyordu. Nava ağzındaki kanı tükürüp ayağa kalktı. Caine’i buradan çıkarmak
               zorundaydı.
                    İnleyen adamı umursamayarak Nava, Caine'e döndü. Silahının kabzasıyla son  kelepçeyi de
               parçalayınca onu indirdi. Caine’in bacakları halsiz olduğundan Nava'ya yaslanınca neredeyse ikisi de
               düşüyorlardı.
                    "Dikkat et David. Ben de pek iyi durumda değilim."
                    "Özür dilerim," dedi Caine. "Ben şimdi iyiyim galiba."
                    "Yürüyebiliyor musun?" diye sordu Nava.
                    Caine, Nava'nın koluna tutunarak birkaç  adım attı. "Evet," dedi kendinden  emin olmayan bir
               şekilde. "Dengemi bulmakta zorluk çekiyorum, ama yürüyebiliyorum."
                    Nava başını sallayıp silahına yeni bir şarjör taktı. "Hadi," dedi, "gidelim."
                    "HAYIR!" diye bağırdı Forsythe. Nava'nın yaralı ayağını bir şeyle ezince kadın dizlerinin üstüne
               kapaklandı. Doktor çizmesine cam  saplamıştı.  Şimdi de Nava  bağırıp ayağını çekti. Öne doğru
               kapaklanınca silahı elinden düştü.
                    Sanki Forsythe öne doğru emeklerken nefes alamıyordu. - Nava sağlam ayağıyla adamın başına
               vurdu ama bu onu bayıltmaya yetmedi. Emeklemeye devam edince de  Nava kırık camın arasında
               tabancasını aradı.
                    Sonunda bulup kabzasına yapıştı, namluyu Forsythe'a doğru çevirip ateş etti. Tam o anda Caine,
               Nava'nın eline yapışıp kaldırınca mermi başka yere gitti ve Forsythe'ın arkasındaki duvara saplandı.
               Forsythe sustu. Oda sessizleşti, bir tek silah sesi yankılanıyordu kulaklarında.
                    Nava şaşkın bir halde Caine’e baktı.
                    "Öldürmek yok artık," dedi Caine sadece'”
                    Nava bir an  için tereddüt etti ama sonra tabancayı elinde  çevirip, Forsythe'ın kafasına indirdi
               kabzasını. Adam bayılarak yere yığıldı.
                    "Öldürmedim," dedi nefes nefese kalmış olan Nava.
                    Caine gözlerini kırptı ve, "Jasper'ı kurtarmamız gerek," dedi.




               Saklı Kütüphane                             226                                 www.e-kitap.us
   221   222   223   224   225   226   227   228   229   230   231