Page 227 - Olasılıksız
P. 227

"Beni takip et"
                    Nava odadan zar zor yürüyerek çıkarken, Caine ışığı yanına aldı. Nava iki kere düşüyor gibi oldu.
               Ayağındaki acı artık dayanılmaz bir hal alıyordu. Üçüncü kez tökezlediğinde Caine onu ayakta tutmak
               için koluna yapıştı.
                    "Galiba yürümek için yardıma ihtiyacı olan tek insan ben değilim," dedi.
                    Nava ileri doğru gitti. "Burada dur," dedi D8'ln önüne geldiklerinde. Kapıya sayısız mermi sıktı.
               Caine elinde ışıkla odaya girdi.
                    "Tanrım, Jasper...," diye fısıldadı.
                    Jasper bir masanın üstündeydi ve kolları ve bacakları kalın deri şeritlerle bağlanmıştı. "David,"
               dedi boğazı kurumuş gibi konuşan Jasper, "sen misin?"
                    "Benim Jasper," diye  cevap verdi  Caine neredeyse ağlayacak  bir halde, "Nava da  burada."
               Caine, Jasper'ın bağlarını çözerken Nava soluklanmak için kapıya yaslandı. Neredeyse geldik, dedi
               kendine. Neredeyse bitiyor. Neredeyse...
                    Bir anda bayılırken düştüğünü hissetti.

                                                               ▲



                    "Nava. Nava. Uyan," Caine, hafif bir tokat attı Nava'ya. "Hadi, neredeyse bitiyor."
                    Nava gözlerini açtı.
                    "Ayılıyor," dedi Jasper'a. O da Caine'in omzunun üstünden bakıyordu tedirgin bir şekilde. "Yardım
               et de ayağa kaldırayım." Jasper kadının bir eline yapıştı, Caine de diğerine.
                    Caine elini çekince Nava inledi. *'Bileğim...kırık;'' dedi nefesi kesilerek.
                    Tanrım," dedi Caine, birden sanki ateş tutmuş gibi kadının elini bırakarak. "Nava özür dilerim."
                    "Önemli değil." Nava başını salladı. "Sağ elimden çekip kaldırın."
                    Jasper sağ elinden çekerken, Caine de sol tarafından destek verdi. Nava ayakta, durduğu yerde
               sallanıyordu.
                    "Haydi gidelim," dedi. "Fazla zamanımız yok."
                    İki tarafına Jasper'ı ve Caine’i alan Nava karanlık koridor boyunca ilerledi. Tabancasıyla açtığı bir
               güvenlik kapısından geçtiler.
                    "Yerde yatanlara dikkat edin," dedi asansörlerin oraya geldiklerinde. Yerde bir adam yatıyordu.
                    "O...?" diye soru sormaya başladı Caine.
                    "Ölmediler," dedi Nava.
                    Nava asansörün  düğmesine bakmak  İçin eğilince Caine rahatlayarak iç  geçirdi. Hiçbir  şey
               olmadı. Asansör gelmiyordu. Ayrıca panelde asansörün hangi katta olduğunu gösteren numaralar da
               yanmıyordu. Işıklar...
                    "Elektrik olmayınca asansörler nasıl çalışacak?" diye sordu Caine.
                    Nava alnına vurdu sinirlenerek. "Kahretsin," dedi. "İki dakikamız var."
                    "Sonra ne olacak?" diye sordu Jasper.
                    "O zaman bu binanın güvenlik  görevlileri doluşuyor bu kata ve hapı yutuyoruz,"  dedi Nava.
               "Haydi." Geldikleri koridora yine girdiler. Yirmi adım sayıp, durdular. Nava sırt çantasından gri, hamur
               gibi bir madde çıkardı, bunu duvarın dibine yerleştirdi ve üzerinde ufak, siyah bir numaratör olan bir
               kutucuk ekledi üzerine.
                    "Ben sinyali verdiğimde, koridor  boyunca asansörlere doğru koşacağız. Beni de sırtlayıp
               götürmeniz gerekecek. Anladınız mı?" diye emir verdi.
                    "Anladık," dedi aynı anda ikizler.




               Saklı Kütüphane                             227                                 www.e-kitap.us
   222   223   224   225   226   227   228   229   230   231   232