Page 61 - Olasılıksız
P. 61

9





                    Caine uyandığında Jasper gitmişti. Kanepeye bir post-it yapıştırmıştı: 'Bir işim var. Gelirim.' Caine
               kardeşinin  ne gibi işleri olabileceğini  bilmiyordu, ama bu  konuda endişelenmedi. Kardeşinin akli
               dengesi tam anlamıyla yerinde değildi, ama Caine Jasper'ın kendine gayet iyi bakabildiğini anlamaya
               başlamıştı. Başı belada olan Caine'di.
                    Dün akşam olanları anlamakta bile zorluk çekiyordu. Sanki gerçeküstü bir  deneyim yaşamıştı.
               Kahve yapmaya karar verdi; kafeinli bir şeyler içince zihni açılıyordu. Suyun kaynarken çıkardığı sesi
               dinlerken tele-sekreterindeki kırmızı ışığın yanıp söndüğünü fark etti. Eninde sonunda tele-sekreterine
               bırakılan mesajları dinlemek zorunda kalacağını bildiği için, derin bir nefes alıp, düğmeye bastı. Bir
               saniye içinde Vitaly Nikolaev'in sesini duydu.
                    "N'aber  Caine? Ben Vitaly. Nasılsın diye bir arayayım dedim. Kulübe gelsene. Seni merak
               ediyorum."
                    "Eminim ediyorsundur," dedi  Caine  tele-sekretere doğru dönerek. Sonraki beş kişi mesaj
               bırakmadan kapamışlardı. Cep telefonunda  da  sesli mesaj yoktu. Günlerden salıydı; Nikolaev'e iki
               gündür 11,000 dolar borcu vardı. Nikolaev, haftalık yüzde beş faiz işlettiğine göre, Caine'in şu anda
               ona 11,157$ borcu vardı. Ağzına edilmişti kısacası.
                    Hastaneden  eve dönerken banka  hesabındaki tüm parayı çekmişti. Elindeki 438.12 dolar bir
               haftalık faizi ödemeye yetmezdi.  Nikolaev konusunda ne yapacağını kestirmesi gerekiyordu. Caine
               sorunu her aklı başında istatistikçi gibi ele aldı: Tüm olasılıkları gözden geçirip, her birinin sonuçlarını
               hesaplayıp, en iyi yolu belirlemeye çalıştı.
                    Ne yazık ki yalnızca iki seçeneği vardı: Ya parayı ödeyecekti, ya da ortadan kaybolacaktı.
                    Ama nöbet geçirip dururken ortadan kaybolamazdı. Hem bir yerlere kaçıp, hem de deneysel ilacı
               almaya devam edemezdi. Haftada iki defa kan vermeye gitmesi gerekiyordu; elinde de sadece yirmi
               hap, yani on günlük ilaç vardı. Kozlov'dan kaçmanın bir yolunu bulabilse de nöbetlerinden kaçmanın
               bir yolunu bulamayacaktı. Hayır, Dr.  Kummar'la tedaviye devam etmek zorundaydı. Sırf denemiş
               olmak için olsa bile.
                    Bu yüzden de parayı ödemek  zorundaydı; ya da Nikolaev'le bir  şekilde uzlaşacaktı. Belki  de
               çalışarak ödeyebilirdi borcunu. Caine  bu fikir aklına geldiği  anda bile bunun olmayacağını bilerek
               başını salladı. Ne olarak çalışacaktı? O hangi işi yapabilirdi ki bu haliyle? Yok, olacak şey değildi. İç
               geçirdi. Başka çaresi yoktu; parayı bulmak zorundaydı.
                    Peki, nasıl nakit para bulacaktı? İlk olasılık çok açıktı: Kaybettiği şekilde para kazanabilirdi, yani
               kumar oynayarak.  Düşünmeden cebindeki paraya  dokundu. Elindeki 400 dolarla  diğer kulüplerden
               birine gidip para kazanmaya çalışabilirdi. Bu olasılık dahilindeydi.
                    Eğer şansı yaver giderse sabaha kalmaz birkaç binlik olurdu elinde. Ama kaybederse, eskisinden
               bile kötü durumda olurdu. Ayrıca, Nikolaev, Caine'in başka bir kulüpte oynadığını duyarsa, bundan hiç
               hoşnut olmayabilirdi.
                    Peki, ya Atlantic City'ye  gitse? Bir otobüse atlayıp  gidebilirdi ve  belki de masalarda çaylak
               turistleri ağına düşürürdü. Eğer dikkatli bir şekilde oynarsa kesinlikle kazanırdı; ama sorun şu ki bu
               uzun süre alırdı. Kaybetmeye mahkûm olanlar az parayla oynarlar; üçe altı veya beşe on en fazla.
               Ayrıca,  her masada bir kurt olurdu. Böyle  oyunlarda Caine saatte  yirmi  otuz  dolar  kazanırdı. Bu
               aslında fena para değildi, ama yine de gecikmiş olurdu. Eğer günde 16 saat bile oynasa 320 ile 480
               dolar arasında kazanırdı. Bu hesaba göre de, 116 gün aralıksız kazanması gerekirdi.
                    Yok yok, kumarhane işi yatmıştı. Başka bir poker kulübünde oynama seçeneğini de son dakikaya
               kadar düşünmeyecekti. Diğer seçenek bir işe girmekti. Ama sürekli bir işi bu kadar kısa sürede nerede




               Saklı Kütüphane                              61                                 www.e-kitap.us
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66