Page 274 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 274
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
MÜNAFIK, FARK ED LMED Ğ N SANDIKÇA,
KEND N DAHA DA AÇIK B R ŞEK LDE ELE VER R
Müslümanlar kendi aralarında olup, kendilerinden biri gibi davranan ve
Müslüman olduğunu söyleyen her insana karşı hüsn-ü zan ve güzel ahlak ile yak-
laşırlar. Ayrıca bir kimsede çok fazla münafık alameti gördüklerinde bile, onu şey-
tanın etkisinden kurtarmaya, samimi imana, güzel ahlaka yöneltmeye çalışırlar. Bu
nedenle de münafık olmasından şüphe ettikleri bir insana dahi hiçbir zaman "Sen
münafıksın" ya da "Sen bunları münafıkane bir amaçla yapıyorsun" demezler.
Onun çok açık görünen en şeytani eylemlerine bile akıl ve vicdan kullanarak Kuran
ahlakının gerektirdiği şekilde karşılık verirler.
Ancak elbette ki bu şekilde güzel ahlak gösterseler de, karakterinde, tavırlarında
ya da konuşmalarında pek çok münafık alameti gördükleri bir kişiye karşı son
derece dikkatli olurlar. Şüphe duydukları ve güvenmedikleri böyle bir kişiye karşı,
her konuda mutlaka kendilerini koruyacak tedbirlerini alırlar. Ve uzaktan uzağa bu
kişinin sinsi eylemlerini sessizce izleyerek amacını ve gerçek kişiliğini anlamaya
çalışırlar.
Münafık ise, Müslümanların ona karşı olan bu dikkatlerinden ve değerlendir-
melerinden habersizdir. Müslümanların bu sessizliğini, tamamen farklı değerlendirir.
Kendisini hiç sezdirmediğini ve fark ettirmeden onlar arasında sinsice bir hayat
yaşayabildiğini sanır. Anlaşılmadığını düşündüğü için de, hiçbir tedbir almaksızın
üzerindeki münafık alametlerini daha da artıracak eylemler yapar ve Müslümanların,
onun hakkındaki kanaatlerini daha da güçlendirir.
Münafığın durumu, deniz kenarında küçük bir deniz canlısının, bir deniz
kabuğunun altına gizlenip ilerlemeye çalışması gibidir. Dışarıdan bakan, bir ka-
buğun yürüdüğünü görünce, 'altında ayakları olan bir canlı bulunduğunu' hemen
anlar. Münafığın durumu da aynı böyledir. Kendine bir kabuk yapar onunla be-
raber yürür. Ama ahmak olduğu için, fark edildiğini bilmez. Akılsızca, alttan alta
Müslümanlara oyun oynadığını zanneder. Oysaki, yaptığı sinsi oyunların, kurduğu
alçakça tuzakların, aleyhte yürüttüğü faaliyetlerinin 'anlaşılmadığını sanması' mü-
nafığın 'kendisini giderek daha da açık bir şekilde ele vermesine neden olur'.
Kuran'da, "... Oysa Allah, gizlediklerinizi açığa çıkaracaktı." (Bakara Suresi,
72) sözleriyle, insanların gizlediklerini sandıkları her şeyin, tek tek mutlaka ortaya
çıkacağı haber verilmiştir. Bir başka ayette ise Allah, "... Şüphesiz, Allah kaçınmakta
olduklarınızı açığa çıkarandır." (Tevbe Suresi, 64) şeklinde buyurmuştur.
272