Page 276 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 276

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI








                                                        ADNAN OKTAR: "Münafığı, münafık alametlerinin anlatıl-
                                                     ması yakar, üstüne benzin döküp yakmışsın gibi, şeytanı ve
                                                     münafığı mahveder münafık alametleri. Onun anlatıldığını
                                                     duydukça çıldırır, dinlemek istemez; ellerini kulaklarına ka-
                                                     patır, cinnet geçirir adeta. Münafığın çok canını yakar mü-
                                                     nafık alametleri. Allah, ona azap verdiği için de, Kuran ayet-
                                                     lerine koymuştur münafık alametlerini. Hem müminleri
                                                     kurtarmak, hem de onlara azap olması için. Çünkü azap ol-
                                                     duğunu kendileri söylüyorlar; münafıklar zaten acı çektiklerini,
                                                     belirtiyorlar, duymak istemiyorlar. Kuran'da da var; elleriyle
                                                     kulaklarını kapatıyorlar, acı duyuyorlar, münafık alametlerini
                                                     duymaktan, ızdırap duyarlar." (A9 TV, 18 Mayıs 2016)
                                                        "Doğrusu ben, onları bağışlaman için her davet edişimde,
                                                        onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerini
                                                        başlarına çektiler ve büyüklük tasladıkça büyüklük
                                                        gösterip-direttiler." (Nuh Suresi, 7)




                           Münafığın gösterdiği bunca çabaya ve oynadığı onca oyuna rağmen, tüm

                       bunlara engel olamaması ise onu çok kızdırır. Münafıklığın deşifresinin çok mü-
                       kemmel bir şekilde yapılarak, bu bilgileri, hemen herkesin öğrenmesinin sağlanması,

                       münafığın büyük bir paniğe kapılmasına neden olur. Tüm bunların kendisine geti-
                       rebileceği zararları düşündükçe münafık dehşete düşer.
                           Ancak, bir de münafık alametlerini anlatan Kuran ayetlerini ve bu doğrultudaki

                       açıklamaları bizzat kendisinin dinlemek zorunda kalması, münafığın iyice delirip
                       azgınlaşmasına ve korkuya kapılmasına neden olur.

                           Allah Nuh Suresi'nde, Hz. Nuh (as)'ın çevresindeki münafıkları ve inkar edenleri,
                       her Kuran'a davet edişinde; onları münafıklıktan ve küfürden kurtulmaya her çağı-
                       rışında, bu insanların anlatılanları hiçbir şekilde 'dinlemek istemediklerini' haber

                       vermiştir. İşte Peygamberler gibi, diğer Müslümanlar da, münafıklara Kuran ahlakını
                       tebliğ ettiklerinde, onlara samimiyetsizliklerini anlattıklarında, münafıklar aynı ayette
                       bildirildiği gibi, anlatılanları duymamak için kaçacak yer ararlar. Eğer bu konuşmalar

                       bir sohbet ortamında yapılıyorsa, ya hemen yeni bir konu açıp, münafıklıkla ilgili
                       bahsin kapanmasını sağlamaya çalışır ya da hemen bir bahane bularak oradan
                       uzaklaşırlar. Eğer Müslümanların bu sohbetini yandaki bir odadan duymak zo-

                       runda kalıyorlarsa, hemen kapılarını kapatıp, o konuşmanın sesini bastıracak şe-
                       kilde yüksek sesle bir müzik ya da televizyon programı açarlar. Eğer münafıklık







           274
   271   272   273   274   275   276   277   278   279   280   281