Page 278 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 278
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
tam olarak uygulamakta ve münafıklık aleyhinde tek bir söz duymayacak şekilde,
kendisine yapılan tebliğlerden kaçmaktadır. Allah münafığın bu ruh halini bir
ayette, "Ki onlar, Beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kur'an'ı)
dinlemeye katlanamazlardı." (Kehf Suresi, 101) sözleriyle açıklamıştır.
Münafıklar, kendi şeytani dünyalarını deşifre eden, münafıklık hakkındaki ayet
ve konuşmaları dinlemek istemediklerini ve bu konudaki kararlılıklarını çok açık bir
şekilde ortaya koyarlar. Ancak bu konuda bilinmesi gereken önemli bir başka bilgi
daha vardır: Münafıklar büyük bir titizlikte dinlemekten kaçtıkları bu Kuran ayet-
lerini ve açıklamalarını, dinleseler de anlamazlar.
Allah'ın Kuran'da, "... De ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve bir şifadır.
İman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o (Kur'an), onlara karşı
bir körlüktür. İşte onlara (sanki) uzak bir yerden seslenilir." (Fussilet Suresi, 44)
sözleriyle bildirdiği gibi, münafıkların Kuran ayetlerine karşı kulaklarında bir ağırlık
vardır. Anlatılanları duysalar da, anlayamaz, kavrayamaz ve duyduklarından samimi
bir şekilde etkilenmezler. Allah, onların bu durumunu "Kuran onlara karşı bir
körlüktür" sözleriyle ifade etmiştir. "Sanki onlara uzak bir yerden seslenilir" cüm-
lesiyle belirtildiği gibi, dinledikleri münafığa çok uzaktan gelen bir ses gibidir,
kalbine ulaşıp içinde bir etki meydana getirmez.
Nitekim, dönemin inkarcıları da Hz. Şuayb (as)'a bu durumlarını, şu sözlerle
açıklamışlardı: "Ey Şuayb" dediler. "Senin söylediklerinin çoğunu biz 'kavrayıp
anlamıyoruz." (Hud Suresi, 91) Şuayb Peygamber (as) onlara yıllar boyu tebliğ
yaptığı halde, bunları dinlemek istemedikleri ve üzerlerine alınmadıkları için, "Biz
bunları kavrayıp anlamıyoruz" diyerek yüz çevirmişlerdi.
Kuran'da bu konu hakkında verilen tüm bu bilgiler, Kuran ayetlerinin okun-
masının, münafık alametlerinin anlatılmasının, yalnızca Müslümanlara fayda ge-
tirdiğini, münafık olmakta kararlı olan bir kimsenin ise, bunlardan hiçbir şekilde
etkilenmediğini ortaya koymaktadır. Müslüman anlatılanları dinleyerek, ahlakındaki
tüm eksiklikleri giderip düzeltme imkanı bulurken; münafık ise değişmeye, düzel-
meye ve münafıklıktan vazgeçmeye hiç niyeti olmadığı için baştan bu bilgileri din-
lemekten kaçınır. Allah bir Kuran ayetinde, "Onların kalpleri parçalanmadıkça,
kurdukları bina kalplerinde bir şüphe olarak sürüp-gidecektir..." (Tevbe Suresi,
110) sözleriyle münafıkların kalpleri parçalanmadıkça vazgeçmeyeceklerini ve
imana karşı direnmeye devam edeceklerini haber vermiştir.
276