Page 280 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 280
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
Onların kalpleri parçalanmadıkça, kurdukları bina kalplerinde bir şüphe olarak
sürüp-gidecektir... (Tevbe Suresi, 110)
Ayette anlatıldığı gibi, münafıkta herhangi bir uslanma ya da durulma olmaz.
Sürekli haysiyetsizlik yapar ve oyun oynar. Her yakalandığında bir başka yeni eylem
şekline bürünür. Bir ahlaksızlıktan çıkarıp kurtardığınızda, bir başka alçaklığa ve
yeni bir melanet arayışına yönelir. Her deşifre olduğunda yeni bir ahlaksızlığın, yeni
bir sinsi boyutun, yeni bir eylem şeklinin içine girer.
MÜNAFIK, ÜZER NDE OLUŞAN 'MÜNAFIK ALAMETLER N '
G ZLEMEY BAŞARAMAZ
Allah'ın münafıklık konusunda bir mucize ve Müslümanlar için bir rahmet
olarak yarattığı bir durum da, 'münafığın her ne yaparsa yapsın, üzerinde münafık
alametleri oluşmasını engelleyememesi'dir. Münafık çok şeytani bir zekaya sahiptir.
Ve Müslümanların münafıkları gösterdikleri münafıkane tavırlar ile tanıyıp teşhis
ettiklerini de çok iyi bilmektedir. Normalde, şeytanın da yardımıyla, bu zekasını
kullanarak, münafık olduğunu ele verecek olan bu delilleri oluşturmamayı ya da
ortadan kaldırabilmeyi başarabilmesi gerekir. Ama işte Allah münafığın böyle bir
oyun oynamasına izin vermemiştir. Allah, münafığı, üzerindeki münafık alamet-
lerini gizleyemeyecek şekilde yaratmıştır.
Allah bir ayette Müslümanların münafıkları, 'konuşmalarındaki ve yüzlerindeki
alametleriyle tanıyıp teşhis edebileceklerini' şöyle haber vermiştir:
Eğer Biz dilersek, sana onları elbette gösteririz, böylelikle onları simalarından
tanırsın. And olsun, sen onları, sözlerin söyleniş tarzından da tanırsın. Allah,
amellerinizi bilir. (Muhammed Suresi, 30)
278