Page 110 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 110
112 MEKTUBÂT
sonra onlar bana değil, belki ben onlara hücum edeceğim!" haber vermiş,
haber verdiği gibi çıkmış.
Hem - Nakl-i Sahih ile - vefatından bir-iki ay evvel Ferman etmiş
ِ
ِ
ِ
ِ
ki: دا للّ نع ا م را تخ ف ا َ ْ ٛخ ا دبع نا diye, vefatını haber vermiş.
ا ْ َ ى
ْ َ ٍ
ُ
َ
َ َ
َ ِّ
Hem Zeyd İbn-i Suvahan hakkında ferman etmiş ki:
ِ
ِ
ِ
ةنج ْلا ِ ا َ ڋ هنم وضع قبڦ Zeyd'den evvel, bir uzvu Şehid edileceğini
ُ ْ
ُ ْ َ
ى َ
ٌ ْ ُ
haber vermiş. Bir zaman sonra, Nihavend Harbi'nde bir eli kesilmiş.
Demek en evvel o el Şehid olup, manen Cennet'e gitmiş.
İşte bütün bahsettiğimiz Umûr-u Gaybiye, on kısım Enva'-ı
Mu’cizatından birtek nevidir. O nev'in on kısmından bir kısmını
söylemedik. Şimdi bu kısımla beraber İ'caz-ı Kur'ana dair Yirmibeşinci
Söz'de, gayet geniş İhbar-ı Gayb nev'inin dört nev'ini icmalen beyan
etmişiz. İşte buradaki nev'i ile beraber, Kur'anın Lisaniyle gaybdan haber
verilen o dört büyük nev'i beraber düşün. Gör ki: Ne kadar kat'î, şübhesiz,
parlak, kuvvetli, kavî bir Bürhan-ı Risalettir ki; bütün bütün Kalbi, Aklı
bozulmayan elbette Îman edecek ki: Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü
Vesselâm, Hâlık-ı Küll-i Şey ve Allâm-ül Guyub olan bir Zât-ı
Zülcelal'in Resulüdür ve Ondan haber alıyor...
YEDİNCİ NÜKTELİ İŞARET:Mu’cizat-ı Nebeviyenin Bereket-i
Taam hususunda olan kısmından birkaç kat'î ve manen mütevatir misaline
işaret edeceğiz. Bahisten evvel bir Mukaddime zikri münasibdir.
Mukaddime: Şu gelecek Bereketli Mu’cizat misalleri, herbiri
müteaddid tarîkle, hattâ bazıları onaltı tarîkle sahih bir surette
nakledilmiş. Ekserisi, bir Cemaat-ı Kesîre huzurunda vukubulmuş; o
Cemaat içinde Mu'teber ve Sadık İnsanlar onlardan bahsedib
nakletmişler. Meselâ: "Sa' denilen dört avuç taamdan yetmiş adam
yemişler, tok olmuşlar" naklediyor. O yetmiş adam, Onun sözünü
işitiyor, tekzib etmiyor. Demek sükût ile tasdik ediyorlar. Halbuki o
Asr-ı Sıdk ve Hakikatta ve o Hakperest ve Ciddî ve Doğru adam olan
Sahabeler, zerre miktar yalanı görse, red ve tekzib ederler. Halbuki
bahsedeceğimiz vakıaları çoklar rivayet etmiş ve ötekiler de sükût ile
tasdik etmişler. Demek herbir hâdise manen mütevatir gibi kat'îdir.
Hem Sahabeler, Kur'anın ve Âyetlerin hıfzından sonra en ziyade,
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın Ef'al ve Akvalinin
muhafazasına, bahusus Ahkâma ve Mu’cizata dair Ahvaline