Page 152 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 152

154                                                                                                              MEKTUBÂT


          Ebu  Talha'nın  atına  binip,  Şecaat-ı  Kudsiyesi  muktezasınca,  herkesten
          evvel  gitmiş,  tahkik  etmiş  ve  dönmüştü.  Ebu  Talha'ya   Ferman   etmiş:

           ارحب      ك   سرف  ت   د   جو  Yani:  "Senin  atın  sarsmadan,  gayet  çabuktur."
                   َ َ َ
                 َ َ
           ا  ْ             َ َ ْ ُ
          Halbuki Ebu Talha'nın atı, katuf tabir edilen yürüyüşsüz kısmından idi. O
          geceden sonra, hiçbir at ona karşı yürüyüşte mukabele edemiyordu. Hem
          Nakl-i Sahih ile; bir defa, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm seferde
          Namaz kılacak vaktinde atına dedi: "Dur." O da durdu. Namaz bitinceye
          kadar hiçbir azasını kımıldatmadı.

                 Beşinci  Hâdise:  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm'ın
          Hizmetkârı Sefine, Yemen Valisi Muaz İbn-i Cebel'in yanına gitmek için,
          Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm'dan  Emir  alıp  gitmiş.  Yolda  bir
          arslan rast gelmiş. O Sefine, ona demiş: "Ben, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
          Vesselâm'ın  Hizmetkârıyım."  Arslan  ses  verip ayrılmış.  İlişmemiş.  Diğer
          bir  tarîkte  haber  veriyorlar  ki:  Sefine  döndüğü  vakit  yolu  kaybetmiş,  bir
          arslana rast gelmiş; arslan ona ilişmemekle beraber, yolu da göstermiş.

                 Hem Hazret-i Ömer'den haber veriyorlar ki demiş: Resul-i Ekrem
          Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yanına bir bedevi geldi. Arabça "dabb" denilen
          bir susmar, yani keler elinde idi. Dedi: "Eğer bu hayvan sana şehadet etse,
          ben  sana  Îman  getiririm;  yoksa  Îman  getirmem."  Resul-i  Ekrem
          Aleyhissalâtü  Vesselâm,  o  hayvandan  sordu;  o  susmar  fasih  bir  dille,
          Risaletine şehadet etti.

                 Hem  Ümm-ül  Mü’minîn  Ümm-ü  Seleme  haber  veriyor  ki:  Bir
          ceylan, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ile konuşmuş ve Risaletine
          şehadet etmiş. İşte bunun gibi çok misaller var. Hem de kat'î şöhret bulmuş
          birkaç  nümuneyi  gösterdik.  Ve  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm'ı
          tanımayana ve itaat etmeyene deriz:

                 Ey  insan!  İbret  alınız...  Kurt,  arslan;  Resul-i  Ekrem  Aleyhis-
          salâtü Vesselâm'ı tanıyor, itaat ediyorlar. Sizlerin hayvandan, kurttan
          aşağı düşmemeye çalışmanız iktiza eder.

                 İ k i n c i   Ş u b e : Cenazelerin ve cinlerin ve Melaikelerin, Resul-
          i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm'ı  tanımalarıdır.  Bunun  da çok  hâdiseleri
          var. Nümune için, şöhret bulmuş ve mevsuk İmamlar haber vermiş birkaç
          nümuneyi, evvelâ cenazelerden göstereceğiz. Amma cinn ve Melaike ise, o
          mütevatirdir..  onların  misalleri  bir  değil,  bindir.  İşte  ölülerin  konuşması
          misallerinden:
   147   148   149   150   151   152   153   154   155   156   157