Page 153 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 153
MU’CİZAT-I AHMEDİYYE 155
Birincisi şudur ki: Ülema-i Zahir ve Bâtının, Tâbiîn zamanında en
büyük Reisi ve İmam-ı Ali'nin mühim ve sadık bir şakirdi olan Hasan-ı
Basrî haber veriyor ki: Bir adam, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın
yanına gelerek ağlayıp sızladı. Dedi: "Benim küçük bir kızım vardı, şu
yakın derede öldü, oraya attım." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
ona acıdı. Ona dedi: "Gel oraya gideceğiz." Gittiler. Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm o ölmüş kızı çağırdı: "Yâ filane!" dedi. Birden o
ölmüş kız, كيدعس و كي ى َ َ َل ب dedi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
َ َ
ْ
ْ ْ َ
Ferman etti: "Tekrar peder ve vâlidenin yanına gelmeyi arzu eder
misin?" O dedi: "Yok, ben onlardan daha Hayırlısını buldum."
İkincisi: İmam-ı Beyhakî ve İmam-ı İbn-i Adiyy gibi bazı mühim
İmamlar, Hazret-i Enes İbn-i Mâlik'ten haber veriyorlar ki: Enes demiş: Bir
ihtiyare kadının birtek oğlu vardı, birden vefat etti. O sâliha kadın çok
müteessir oldu, dedi: "Yâ Rab! Senin Rızan için, Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm'ın Biatı ve Hizmeti için Hicret edib buraya
geldim. Benim hayatımda istirahatımı temin edecek tek evlâdcığımı, O
Resulün hürmetine bağışla." Enes der: O ölmüş adam kalktı, bizimle
yemek yedi.
İşte şu hâdise-i acibeye işaret ve ifade eden, İmam-ı Busîrî'nin
Kaside-i Bürde'de şu fıkrasıdır:
ِ
ِممِرلا سراد ع ي د ٭ح ه ُ مسا ٹحَا ا ِ يۤا ا هت ع َظ م ا ۞ هرد َ َ ْ ق تب سان وَل
ْ َ
َ ُ ْ ٰ َ
ُ َ ُ ُ
َ
َ ْ َ
َ ْ
َ
ُ ْ
ِّ
Yani: "Eğer alâmetleri, Onun kadrine muvafık derecesinde
Azametini ve Makbuliyetini gösterse idiler; değil yeni ölmüşler, belki
Onun İsmiyle çürümüş kemikler de ihya edilebilirdi."
Üçüncü Hâdise: Başta İmam-ı Beyhakî gibi Râviler, Abdullah İbn-
i Ubeydullah-il Ensarî'den haber veriyorlar ki: Abdullah demiş: Sabit İbn-i
Kays İbn-i Şemmas'ın Yemame Harbi'nde Şehid düştüğü ve kabre
koyduğumuz vakit, ben hazırdım. Kabre konurken, birden ondan bir ses
geldi:
ِ
مي ح رلا ْٗلا نا مث د و ع ُ َ ُ َ ْ ي هىشل ا ر معو قي دصل ِركب و َا وب ْ ا ِ للّا لوسر دمحم
ُ
ُ
َ ُ َ
ى
ٍ َ ُ َ
ُ
ِّ ُ
َ ٌ ى َ ُ
ُ
ً َ
ُ
ِّ
dedi. Sonra açtık, baktık; ölü, cansız. İşte o vakit, daha Hazret-i Ömer
Hilafete geçmeden, Şehadetini haber veriyor.
Dördüncü Hâdise: İmam-ı Taberanî ve Ebu Nuaym Delail-i
Nübüvvet'te Nu'man İbn-i Beşir'den haber veriyorlar ki: Zeyd İbn-i Harice,
çarşı içinde birden düşüp vefat etti. Eve getirdik. Akşam ve yatsı arasında