Page 148 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 148

150                                                                                                              MEKTUBÂT


          da  doyuncaya  kadar  içmişler.  O  keçi  kuvvetlenmiş,  öyle  de  mübarek
          kalmış.

                 İkincisi: Şât-ı İbn-i Mes'ud'un meşhur kıssasıdır ki: İbn-i Mes'ud
          İslâm  olmadan  evvel,  bazıların  çobanı  idi.  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü
          Vesselâm  Ebu  Bekir-is  Sıddık  ile  beraber,  İbn-i  Mes'ud'un  keçileriyle
          bulunduğu  yere  gitmişler.  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm,  İbn-i
          Mes'ud'dan  süt  istemiş.  O  da  demiş:  "Keçiler  benim  değil,  başkasının
          malıdırlar."  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm  demiş:  "Kısır,  sütsüz
          bir keçi bana getir." O da iki senedir teke görmemiş bir keçi getirdi. Resul-i
          Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Eliyle onun memesini meshedib Dua etmiş.
          Sonra sağmışlar, hâlis bir süt almışlar.. içmişler. İbn-i Mes'ud bu Mu’cizeyi
          gördükten sonra Îman etmiş.

                 Üçüncüsü: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın murdiası yani
          süt annesi olan Halime-i Sa'diye'nin keçilerinin kıssa-i meşhuresidir ki; o
          kabilede bir derece kahtlık vardı. Hayvanat zaîf ve sütsüz oluyordular ve
          tok  oluncaya  kadar  yemiyorlardı.  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm
          oraya, süt annesinin yanına gönderildiği zaman, Onun Bereketiyle, Halime-
          i Sa'diye'nin keçileri, akşam vakti başkalarının hilafına olarak, hem tok ve
          memeleri dolu olarak geliyorlardı. İşte bunun gibi Siyer Kitablarında daha
          başka cüz'iyatları var; fakat bu nümuneler, asıl maksada kâfidir.

                 Dokuzuncu  Misal:  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm,  bazı
          zâtların  başını  ve  yüzünü  mübarek  Eliyle  meshedib  Dua  ettikten  sonra,
          zahir olan Hârikaların çok cüz'iyatından iştihar bulmuş birkaçını nümune
          olarak beyan ediyoruz:

                 Birincisi:  Ömer  İbn-i  Sa'd'ın  başına  Elini  sürmüş,  Dua  etmiş.
          Seksen yaşında o adam, O Duanın Bereketiyle öldüğü vakit başında beyaz
          yoktu.

                 İkincisi:  Kays  İbn-i  Zeyd'in  başına  Elini  koyup,  meshedib  Dua
          etmiş.  O  Duanın  Bereketiyle,  yüz  yaşına  girdiği  vakit,  meshin  tesiriyle,
          bütün  başı  beyaz,  yalnız  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm'ın  Elini
          koyduğu yer simsiyah olarak kalmış.

                 Üçüncüsü: Abdurrahman İbn-i Zeyd İbn-il Hattab hem küçük, hem
          çirkin idi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Eli ile başını meshedib
          Dua  etmiş.  O  duanın  Bereketiyle;  kametçe  en  bâlâ  kamet  ve  suretçe  en
          güzel bir surete girmiş.

                 Dördüncüsü: Âiz  İbn-i  Amr'ın Gazve-i Huneyn'de yüzü  yaralan-
          mış. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Eliyle yüzündeki kanı silmiş.
          Resul-i Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm'ın  Elinin  temas  ettiği  yer, parlak
   143   144   145   146   147   148   149   150   151   152   153