Page 144 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 144

146                                                                                                              MEKTUBÂT


          Hattâ bazı bir dişi düştüğü vakit, yerine bir daha geliyordu.

                 Hem Nakl-i Sahih ile İmam-ı Ali için Dua etmiş ki:
                      ِ ِ

             رقْل او رح   ْلا  هفْكا    م   هٍللَا Yani: "Ya Rab! Soğuk ve sıcağın zahmetini ona
                           ى
           ى َ
                             ُ
               َ ى َ
          gösterme." İşte şu Dua Bereketiyle, İmam-ı Ali kışta yaz libasını giyerdi,
          yazda kış libasını giyerdi. Der idi ki: O Duanın Bereketiyle hiçbir soğuk ve
          sıcağın zahmetini çekmiyorum.
                                                        ِ
                 Hem Hazret-i Fatıma için Dua etmiş:  اهعجت     مه     َه    ى  ُ    ٍللَا Yani: "Açlık
                                                      َ ْ ُ
          elemini  ona  verme."  Hazret-i  Fatıma  der  ki:  "O  Duadan  sonra  açlık
          elemini görmedim."

                 Hem Tufeyl İbn-i Amr, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan
          bir  Mu’cize  istedi  ki,  götürüp  kavmine  göstersin.  Resul-i  Ekrem

          Aleyhissalâtü Vesselâm,     هَل      ِون   ر  ى َ ْ ُ    مهٍللَا demiş. İki gözü ortasında bir Nur
                                       ِّ  ُ
          zuhur  etmiş.  Sonra  değneği  ucuna  naklolmuş.  Bunun  ile  "Zinnur"  diye
          iştihar bulmuş. İşte bu vakıalar, Ehadîs-i Meşhuredendir ki, kat'iyyet peyda
          etmişler.

                 Hem Ebu Hüreyre, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a şekva
          etmiş ki, "Nisyan bana ârız oluyor." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
          Ferman etmiş, bir mendil şeklinde bir şey açmış. Sonra mübarek avucu ile
          gaibden  birşey  alır  gibi,  öyle  avucunu  oraya  boşaltmış.  İki-üç  defa  öyle
          yaparak Ebu Hüreyre'ye demiş: "Şimdi mendili topla..." Toplamış. Bu Sırr-
          ı Manevî-i Dua-yı Nebevî ile Ebu Hüreyre kasem eder ki: "Ondan sonra
          hiçbir şey unutmadım." İşte bu vakıalar, Ehadîs-i Meşhuredendirler.

                 Dördüncü  Misal:  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm'ın
          Bedduasına mazhar olmuş birkaç vakıayı beyan ederiz:

                 B i r i n c i s i : Perviz denilen Fars padişahı, Name-i Nebeviyeyi
          yırtmış.  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm'a  haber  geldi.  Şöyle

          Beddua etti:   هقِزم  ى َ    مه    ُ    َا   ٍلل  "Yâ Rab! Nasıl Mektubumu paraladı, sen de
                       ُ ْ
                         ِّ
          onu ve onun mülkünü parça parça et." İşte şu Bedduanın tesiriyledir ki;
          o  kisra  perviz'in  oğlu  şirveyh,  hançer  ile  onu  paraladı.  Sa'd  İbn-i  Ebî
          Vakkas  da,  saltanatını  parça  parça  etti.  sasaniye Devleti'nin hiçbir yerde
   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148   149