Page 140 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 140

142                                                                                                              MEKTUBÂT


          Aleyhissalâtü Vesselâm'a mecnun bir çocuk getirildi. Mübarek Elini onun
          göğsüne koydu; birden çocuk istifra' etti. İçinden küçük hıyar kadar siyah
          bir şey çıktı, çocuk Şifa bulup gitti.

                 Üçüncüsü:  İmam-ı  Beyhakî  ve  Nesaî  Nakl-i  Sahih  ile  haber
          veriyorlar  ki:  Muhammed  İbn-i  Hâtib  isminde  bir  çocuğun  koluna
          kaynayan  tencere  dökülmüş,  bütün  kolunu  yakmış.  Resul-i  Ekrem  Aley-
          hissalâtü Vesselâm meshedib tükürüğünü sürdü, dakikasında şifa buldu.

                 Dördüncüsü: Büyümüş fakat lisanı yok, büyükçe bir çocuk Resul-i
          Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm'ın  yanına  geldi.  Çocuğa  Ferman   etmiş:
                                                         ِ
          "Ben  kimim?"  Hiç  konuşmayan  dilsiz  çocuk,     للّا   لوسر      ت ْ َ    َا   ن   deyip
                                                              ُ
                                                          ٍ
                                                                  َ
                                                                 ُ
          tekellüme başlamış.

                 Beşinci  çocuk:  Âlem-i  Yakazada  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü
          Vesselâm'la mükerrer surette müşerref olan Celaleddin-i Süyutî  ve Asrın
          İmamı  tahric  ve  tashih  ile  Mübarek-ül  Yemame  ismiyle  meşhur  bir  zâtı,
          daha yeni dünyaya geldiği vakit, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın
          yanına  getirmişler. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona müteveccih
                                            ِ
          olmuş.  Çocuk  tekellüme  başlamış,   للّا    ل    ُ  وسر  ك ى َ    نَا    ده  ْ ُ َ    َا   ش   demiş.  Resul-i
                                             ٍ
                                                    َ
                                                   ُ
          Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm   للّا     َك   راب  demiş.  Çocuk  ondan  sonra
                                         ُ ٍ
                                                َ َ
          büyüyünceye kadar daha konuşmamış. O çocuk, bu Mu’cize-i Ahmediyeye
          ve   للّا  َ ك   راب  Dua-yı  Nebevîsine  mazhar  olduğundan,  "Mübarek-ül
              ُ ٍ
                    َ َ
          Yemame" ismiyle şöhret bulmuş.

                 Altıncı  çocuk:  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm  Namaz
          kılarken,  hırçın  bir  çocuk,  Namazını kat'edib geçtiğinden, Resul-i Ekrem
                                  ر

                                   ث

          Aleyhissalâtü Vesselâm     َا  عَطقا    م   ى ْ    هٍللَا demiş. Ondan sonra çocuk daha

                                 ه
                                      ْ
                                             ُ
                                   َ َ ُ
          yürümemiş öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş.

                 Yedinci çocuk: Çocuk tabiatında hayâsız bir kadın, Resul-i Ekrem
          Aleyhissalâtü  Vesselâm  yemek  yerken  lokma  istemiş,  vermiş.  Demiş:
          "Yok, Senin ağzındakini istiyorum." Onu da vermiş. O gayet hayâsız kadın,
          o lokmayı yedikten sonra, en hayâlı kadın ve Medine kadınlarının fevkinde
          bir hayâ sahibi oldu.

                 İşte bu sekiz misal gibi, seksen değil, belki sekizyüz misalleri var.
          Çoğu  Kütüb-ü Siyer  ve  Ehadîste  beyan  edilmiştir.  Evet Resul-i Ekrem
   135   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145