Page 137 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 137

MU’CİZAT-I  AHMEDİYYE                                                                                  139


                  İ k i n c i   M i s a l : Başta Buharî ve Müslim, Kütüb-ü Sahiha
           haber  veriyorlar  ki:  Gazve-i  Hayber'de,  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü
           Vesselâm  Aliyy-i  Haydarî'yi  Bayraktar  tayin  ettiği  halde,  Ali'nin  gözleri
           hastalıktan  çok  ağrıyordu.  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm  tiryak
           gibi tükürüğünü gözüne sürdüğü dakikada, şifa bularak hiçbir şey kalmadı.
           Sabahleyin Hayber Kal'asının pek ağır demir kapısını çekip, elinde kalkan
           gibi tutup, Kal'a-i Hayber'i fethetti. Hem o vakıada, Seleme İbn-i Ekva'ın
           bacağına kılınç vurulmuş, yarılmış. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
           ona nefes edib, birden ayağı şifa bulmuş.

                  Ü ç ü n c ü   M i s a l : Başta Nesaî olarak Erbab-ı Siyer, Osman
           İbn-i  Huneyf'ten  haber  veriyorlar  ki:  Osman  diyor  ki:  Resul-i  Ekrem
           Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yanına bir a'ma geldi, dedi: "Benim gözlerimin
           açılması için Dua et." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona Ferman
           etti:
                     ِ
             ِٵ   نب ِ    َ  ِ   ك   يَلا هجوت   َا   و ك   َ ُل   ئسَا       ِ  ى ِّ    مه     ٲا  ُ    ىللا ِل   قو ِ٭   تعْكر ل      ص ِ    مث ْاض   وت   و ق ِ  اف   ن   َط   ل  َ ْ
                            َ َ
                                                               ى ُ
                       ُ ى َ َ
                                                      َ َ َ ِّ
                 َ
                                                                     َ َ ى
                                                 ُ َ ْ
                                                                       َ ْ
                   ْ
            ِّ                     ْ                         َ
                             ِ
                                                     ِ
                                                                ٍ
                        ِ
                                               محم اي
                      كبر  ٰڋا    ك ِ   ب هجو َ ى َ  ِ    د     ا     ٲ     َا   ت  ُ ِّ  ى َ ُ   ةم  ى ْ َ َ   ِ ِ ٵ   ا ل   ر   ح  ِّ  َ   ن د   محم
                               َ
                      َ َ
                                                                  ى َ ُ
                                  ُ
                        ِّ
                                                        ِ
                             ِ
                              ىڇ    هع ِ    ش   ف    م   ه   ٍللَا  ى ر   صب      ع   ن      فشْكي نَا
                                                      َ َ ْ َ
                                                           َ ْ
                                     ى َ ِّ ُ ْ
                                       ُ
                                              َ
           O gitti öyle yaptı, geldi.. Gözü açılmış, güzel görüyormuş, gördük.

                  D ö r d ü n c ü   M i s a l : Büyük bir İmam olan İbn-i Veheb haber
           veriyor  ki:  Gazve-i  Bedr'in  ondört  Şehidinden  birisi  olan  Muavviz  İbn-i
           Afra', ebu cehil ile döğüşürken; ebu cehil-i Laîn, o Kahramanın bir elini
           kesmiş.  O  da  öteki  eliyle  elini  tutup,  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü
           Vesselâm'ın  yanına  gelmiş.  Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm  onun
           elini yine yerine yapıştırdı, Tükürüğünü ona sürdü; birden şifa buldu. Yine
           harbe  gitti,  Şehid  oluncaya  kadar  harbetti.  Hem  yine  İmam-ı  Celil  İbn-i
           Veheb haber veriyor ki: O gazvede Hubeyb İbn-i Yesaf'ın omuz başına bir
           kılınç vurulmuş ki, bir şakkı ayrılmış gibi dehşetli bir yara açılmış. Resul-i
           Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm  onun  kolunu  omuzuna  eliyle  yapıştırmış,
           Nefes  etmiş;  şifa  bulmuş.  İşte  şu  iki  vakıa,  çendan  âhâdîdir  ve  haber-i
           vâhiddir; fakat İbn-i Veheb gibi bir İmam tashih etse, Gazve-i Bedir gibi
           bir menba'-ı Mu’cizat olan bir gazvede olsa, hem bu iki vakıayı andıracak
           çok misaller bulunsa; elbette şu iki vakıa, kat'î ve vaki'dir denilebilir.

                  İşte Ehadîs-i Sahiha ile sübut bulan belki bin misal var ki, Resul-i
           Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın mübarek Eli ona şifa olmu
   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142