Page 177 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 177

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 179


                    للّٰ دمحْلَا Hakaik-i Kur´âniyeden yevmen feyevmen nasibedar
                  ِ ِ ه ُ ْ َ
           oluyoruz  ve  olacağız  للّٰا    ءا   َ  ْ َ  ِ   ا   ن     ٓش  .  Hemen  Cenab-ı  Kibriya  şu  Enhar-ı
                                ُ ه
                                                                          ِ
           Kevseri, Hayat-ı Bâkiye harmanı olan Mahşere kadar akıtsın...  ٓا.

                                                                          م

                                                                       ي

                                                                       َ

                  Üstadım Efendim, bugün harekât-ı maziyem ile ahval-i hazıramı
                                       ِ
           mukayese ciheti ihtar edildi.  ةعاَط  ْ  ِ ِ      س   ت  ِ  َ ْ     tedkik ettim. Neticede
                                                          ع ٰ ل     ق   د   ر   ْ لاا
                                        َ
                                                         َ
                                      ا
           ahval-i  hazıramı ادمح  مث   م   ح  sıklet  cihetinde  pek  hafif  ve  kıymet
                                       د
                             ً ْ َ َّ ُ ً
                                          َ ْ
           hususunda  pek  ağır  buldum.  Harekât-ı  sâbıkam  ise  bunun  hilafınadır.
            ِ
            ه      للّٰ    دم   حْلَا  Cenab-ı  Feyyaz-ı  Hakikî,  âciz,  fakir,  muhtaç  kullarından
                 َ ُ ْ
           Rahmet-i Rabbaniyesini esirgemedi...

                  "Armut  piş  ağzıma  düş"  kabilinden  her  nevi  malzeme-i  cerra-
           hiye-i ruhiyeyi, hâzık bir operatörle beraber ihsan buyurdu. Eğer bizler,
           bu ameliyatı görmeseydik ve bu nurlu ve zevkli, şevkli İhrama girme-
           seydik, hubb-u câh yüzünden acaba hangi bid'attan geri duracaktık.
                  İşte   صحي  َلا   و  دعي  َلا  Nurların  bîpâyan  Füyuzatı,  Zümre-i
                                َ ِّ َ ُ
                         ٰ ْ ُ
                                                        ۪
                                                              ِ
                                                                    للّٰ دمحْلَا
           Muvahhidîni medyun-u şükran bırakmıştır.   ن َ يمَل اع   ْلا  بر   ِ ِ ه ُ ْ َ
                                                          َ
                                                                َ
                                                              ِّ
                  Hemen  Cenab-ı  Hak  cümle  Ümmet-i  Muhammed'i  (A.S.M.)
           Envâr-ı Kur´âniyeden müstefid ve hakikî Muvahhidîn sınıfına ilhak ve
           şimdiye kadar gafletle geçirdiğimiz zamanlardan, Defter-i A'malimize
                                                            ِ

           yazılan seyyiatımızı, Rahmetiyle afv buyursun..   مٓا.
                                                         ي
                                                         َ
                                                             Hulusi-i Sâni Sabri
                                           * * *
                  (Zekâi'nin bir fıkrasıdır)

                  Üstadım!

               Bir Meydan-ı Mücadele ve imtihan olan şu dünyanın her köşesinde
           beşere  Ders-i  İbret  olacak  bir  hâdise,  bir  nümune  eksik  değil...  Her
           yerde  muhtelif-ül  mizaç  insanlarda  ayrı  ayrı  temayülât-ı  kalbiye
           bulunuyor.  Hâdisat-ı  dünyeviye  içinde,  en  elîm  olan  şeyin,  meslek-i
           uhreviye  ve  diniye  perdesi  altında  vahşet  ve  hayvaniyet  ruhlarıyla
           karşılaşmak  olduğunu  tecrübelerim  ve  müşahedelerim bana öğretiyor.
   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182