Page 175 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 175

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 177

           müdhiş yaralarımız bir anda iltiyam buluyor, ızdırablarımız o anda zâil
           oluyor; Kalblerimiz serâpâ sürur ile doluyor. Rabb-i Kerimimize karşı
           taşımakta  olduğumuz  Muhabbetimiz  tezayüd  ediyor.  Ve  Hâlık-ı
           Rahîm'e  karşı  olan  âdâbımıza  bile  halel  gelmeyeceğini  okudukça,
           vazifedeki şevk ve gayretimizi artırıyor.

                  Evet  Aziz  Üstadım...  Ekser  zamanlar  ins  ve  cinn  şeytanlarının
           hücumlarından  ve  terbiye  edemediğim  âsi  nefsimden  gelen  bir  takım
           havatır-ı şeytaniyeden kurtulmak için, pek çok çabaladığım zamanlarım
           oluyordu. Kalb,  bu  gibi  haletten  kurtulmak  için inziva ararken, Nakşî
                                                      ِ
                                             ِ
                                                                ِ
                             ك
                               ر
           Kahramanlarının      ت  ِ  ْ      ت   ر   ك      تسه  كر َ   ت    بِقع كرت َ   ايند كرت    diye  olan
                                       ۪ َ
                                َ
                                                                  َ
                                                   ْ
                                                  ٰ ُ
                                                                 ْ
                                                        ْ
                                                            ٰ ْ ُ
                                          َ
                                              ْ
                               ْ
                                         ْ
           Esasatı dimağıma ilişiyordu. Fakat bu söze cevab veren Aziz Üstadımın
           beyanı  arasında,  "İnsan  bir  Kalbden  ibaret  olsa  idi,  bu  söz  doğru
           olabilirdi.  Halbuki  insanda,  Kalbden  başka  Akıl,  Ruh,  Sır,  nefis  gibi
           mevcud  olan  Letaif  ve  Hasseleri,  kendilerine  mahsus  vezaife  sevk
           ederek zengin bir dairede, Kalbin kumandası altında Îfa-yı Ubudiyeti"
           tavsiye  buyuruluyor.  Güneş  gibi  böyle  Hakikatleri  izhar  eden  böyle
           Nurlu  Düsturlar  Talebelerinde  Esas  olduğu  için,  salif-ül  arz  havatıra
           çare arıyordum...

                  Talebelerinin her an ihtiyaçlarını düşünüp çareler arayan, ilâçlar
           hazırlayan,  ihzaratını  zahmetsiz  olarak  Talebelerine  istimal  ettiren...
           mukabilinde hiç bir şey istemeyerek minnet ve medhin Cenab-ı Hakk'a
           yapılmasını  emreden  Sevgili  Üstadım!  Size  evvelden  beri  "Lokman"
           nazarıyla  bakmaktayım..  Evet  hakikaten  bir  Lokman'sınız.  Lokman
           Hekim  gibi,  Kalbî  arzularımızı  işiterek  bu  Risaleler  ile  mualece
           uzatıyorsunuz. Bedi' olan Cenab-ı Hakk'ın bedayii içinde, Kemaliyle her
           cihette derece-i nihayeye vâsıl olan bedi' Kelâmından, bedi' bir Kulu ile
           ihsan ettiği bu bedayii medhedebilmek, intak-ı bilhak olmadıkça elbette
           imkânsızdır. Bu vâdide ne kadar söz söylenilse yine azdır...

                  Sevgili  Üstadım,  herhangi  bir  Risaleyi  açıp  okuyacak  olsam,
           hissem kadar Dersimi alıyorum. Halbuki evvelce bu Risaleleri tamamen
           yazdığım  için,  okumağa  pek  az  vakit  bulabiliyordum  ve  el'an  da
           öyleyim. Evvelce okuduğum zamanlar istifadem az oluyordu. Şimdi ise,
           Nurların  Hakikatlerini  gördükçe  minnet  ve  şükrüm  tezayüd  ediyor,
           Kalbim  Nurlar  ile  doluyor,  Ruhum  Nurlarla istirahat ediyor, Letaifim
   170   171   172   173   174   175   176   177   178   179   180