Page 174 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 174
176 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
Üstadım Efendim, bu azîm Hakikatı taşıyan Risale, fakir
Talebenizde pek azîm tesirat yaparak, dimağım ve bütün duygu ve
hasselerim, o azîm Hakaik üzerine serpilerek, toplanmaz bir hale
geldiler. Gündüzde güneşin ziyası karşısında kalan yıldız böceği gibi,
gerek güneşin tarifini ve gerekse kendi Şavkıyla Daire-i Muhitinde
bulunanları tarif edemediği gibi; fakir, aynı hâl kesbettim.
Evvelâ: Bu Risale, diğer Tevhide dair büyük Risalelerin bir
büyük Kardeşi olabilir. Zira nasıl ki öbür Kütle-i Nur, Cenab-ı Hakk'ın
Âlem-i Kebirde Cilve-i Cemal ve Kemal ve Esma-i Hüsnasını pek zahir
bir tarzda a'ma olanlara da gösterdiler. Aynen bu Parça-i Nur, Âlem-i
Asgar olan ve Esma-i Hüsnaya âyine olan ve Hilkat-i Dünyanın Ruhu
mesabesindeki beşerin, kemal ve sukutuna, ebediyet ve ademine sebeb
olan en büyük vesile ve desiseleri, pek yakînen keşfedip gösteriyorlar.
Sâniyen: Bu Hakikatleri düşünürken Kalbime şöyle geldi ki;
nasıl ki "Hüdhüd-ü Süleymanî, zeminin suyu meçhul olan yerlerinde -
hafriyatsız- suyu bulmaya vesile idi" diyorlar... Aynen bu Risale,
Hüdhüd-ü Süleymanî tarzında, Âlem-i Asgar olan insanın ezdadlardan
müteşekkil cism-i vücudunda Nur-u Îman yatağı olan Kalbi, biaynihi
gösteriyor. Zemin yüzünde zararlı ve zararsız otları teşhis eden
kimyagerin âb-ı hayat bulduğu gibi, binde bir Hakikatını ancak
görebildiğimi anladığım bu eser-i âlî, bütün ehl-i İman ve zîşuura,
menba'-ı hakikîsi olan Kur´ân-ı Hakîm gibi, Nurları ile Âb-ı Hayatı
serpiyor.
Hâfız Ali (R.H.)
* * *
(Ahmed Husrev'in bir fıkrasıdır)
Üstadım Efendim!
Bir hafta evvel "Hikmet-ül İstiaze" isimli Risalenin bir kısmını
ve birkaç gün evvel de diğer kısmıyla, Ondördüncü Lem'anın Birinci
Makamını aldım. "Hikmet-ül İstiaze"nin Birinci Kısmını müteaddid
defalar Kardeşlerimle okudum.
Ey Sevgili Üstadım! Bu kıymetdar Risale ile mücahid
Talebelerinize öyle güzel bir ilâç takdim ediyorsunuz ki, bu ilâçlarla
manevî yaralarımızı o kadar güzel ve çabuk tedavi ediyorsunuz ki; o
pek