Page 172 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 172

174                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          Kardeşlerimden ve mütalaasında bulunan zevattan, kanaatımın umumen
          tasdik  edildiğini  işittiğim  anlar,  her  tarafımı  meserret  kapladığını
          hissediyorum.

                 Ey Sevgili Üstadım, her hususta size yapılacak Dua için kelimat
          bulamıyorum.  Zât-ı  Zülcemal  bu  kadar  güzelliklere,  Hazine-i
          Rahmetinden binler güzellikleri size ihsan etmekle mukabele buyursun.
            ِ
            يمٓا...
          َ
                                                                Ahmed Husrev
                                          * * *
                 (Sabri Efendi'nin bir fıkrasıdır)

                 Eyyühe-l Üstad!

                 Kelâmullah-il  Aziz-il  Mennan  olan  Hazret-i  Kur´ân,  Şeair-i
          İslâmiyenin Hâdimlerini cenah-ı himaye ve re'fetine alarak, -bu defaki
          hâdise-i  elîmede-  bir  seneden  beri  mülhidlerin  çevirdikleri  plânlarını
          akîm  bırakıp,  zahiren  üç  Kardeşimizi  beraet  ve  manen  milyonlar
          Mü'min Muvahhidînin zümresine nişane-i beraetini bahş ve mülhidlere
          ebediyet  ve  ezeliyeti  izhar  ile  kendini  müdafaa  ve  Hâdimlerini
          muhafaza  ve  himaye  ettiğini  ve  edeceğini  göstermekle,  Kur´ân
          Hâdimlerinin  Kulûbü  behçet  ve  sürura  müstağrak  olarak,  ilerlemek
          istedikleri  hâlisane  emel  ve  gayelerinde  adımlarını  daha  ziyade
          uzatmaya ve dairelerini daha ziyade tevsi'e başlamışlardır.
                                  ۪ بر  ِلضف  ْ  ِ  ِ ِ ه ٰ      للّٰ     ه   َذ ا     م   ن      دمح    َا   ْل
                                     ْ َ
                                                   ُ ْ َ
                                 ِّ َ
               Aziz Üstadım! Cenab-ı Kibriya'nın mahza bir Lütuf ve nihayetsiz bir
          Kerem  ve  İhsanı  olarak  Nurlar  Külliyatı,  bu  abd-i  pürkusur  gibi  nice
          gafillere  ihsan  buyurularak,  sürekli  yağmurların  arz  üzerinde  tathirat
          yaptığı  gibi;  Nurlar  mahallesinde  şu  asr-ı  dalalet  ve  devr-i  bid'atte
          çirkâb-ı  hayat-ı  maddiye  bataklığına  batan  bu  âciz  kula,  "Zararın
          neresinden dönsen kârdır" Ders-i İkazını vererek ادمح  مث ادمح zulmet
                                                           ً ْ َ َّ ُ ً ْ َ
          vâdisinden çıkararak Şahika-i Nur'a yetiştirmişti.

                 Her  nasılsa  bir  sene  evvel  "Ey  Sabri!  Belki  hubb-u  câha
          meyledersin,  olur  ki  o  cihette  bir  arzu  uyandırır.  Gel  o  bedbahtların

                                                               ِ
          bulanık   havuzcuğuna  bir  daha  dal,  çık."  denildi.    للّٰ دمحْلَا   Selâmet
                                                              ه ُ ْ َ
   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176   177