Page 183 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 183

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 185

           ağlıyorum.  Günahımın  azameti,  cürmümün  hadsizliği,  beni  titretirken
           Sevgili Üstadımın Duası, Cenab-ı Hakk'ın Rahmeti, beni teselli ediyor.

                  Her  gönderdiğiniz  Risaleyi  Kemal-i  İştiyakla  okuyorum.
           Kıymetli Kardeşlerimle belki her gün bir yerdeyim. İstifadem pek çok.
           Siz Üstadımın manevî Feyizlerini her vakit Risalelerden alıyorum.

                  Evet  Aziz  Üstadım,  hissiyatımı  yazabilsem  her  hafta
           Mektublarımla mukabele edeceğim ve size Mektub yazmak da, benim
           için  en  büyük  meserrettir.  Afvınıza  istinad  ederek,  zahiren  sükûtla  ve
           manen  Dergâh-ı  Hüda'ya  el  açtığım  vakitlerde,  size  âciz  Rüşdü
           Talebeniz,  aczini  takdim  ettikçe,  Sevgili  Üstadımdan  bilmukabele
           gördüğüm  Lütuflar  karşısında,  gözyaşlarımla  cevablar  i'ta  eyliyorum,
           Efendim.
                                                            Talebeniz   R ü ş d ü

                                           * * *

                   (Hâfız Ali'nin Dersini ne tarzda anladığını gösteren bir fıkrasıdır)

                  Muhterem Üstadım!

                  Otuzbirinci Mektub'un Ondördüncü Lem'asının İkinci Makamını
           bir  defa  kendim  okudum.  Pek  cüz'î  istifade  ile,  dimağımda  bir  lezzet
           hissettim.  İkinci  ve  üçüncü  tekrarlarımda  öyle  bir  Zevk-i  Ruhanî
           uyandırdı ki; eğer Kalb ve Kalemim Ruhuma tercüman olabilseler, belki
           bir derece siz Üstadıma minnetdarane arza cür'et eylerdim. Heyhat ne
           Kalbim ve ne de Kalemim ve ne Ruhum, acz ile önüme çıktılar ve itiraf-
           ı kusur ediyordular.

                  Sevgili Hocam! Sözler  ünvanıyla  Neşr-i Envâr ve Feth-i  Bâb-ı
           Rahmet eden Envâr-ı Kur´âniye esasen has, mahsus bir Sikke-i Hâtemi
           taşımaktadırlar. Her bir parçasından, şümullü Rahmet-i İlahiyeye cüz'î,
           küllî bir kapısı var gösteriyor ve göstermekle kapıları açık bırakıyorlar.
           Bu  mübarek  Risaleyi,  Süleyman,  Zeki,  Zekâi  ve  Lütfü  Kardeşlerimle
           okurken,  hayalime  bir  büyük  müzeyyen  bir  saray  gösterildi.  Aslı  ve
           Hakikatını  ve  vüs'atini  ve  müzeyyenatını  temaşa  için  ruhen  çıktım
           baktım  ki,  yorgun  ve  nazarım  kesik  bir  tarzda  geriye  döndüm.  Zekâi
           Kardeşim devam ediyordu. Tekrar o saray şeklinde mutantan, revnaktar,
           kıymetçe,     mahiyetçe     aynı     ufak     bir    Saray - ı   Vücud    Âlemi
           gördüm.   Ve   feth - i   bâb     edip    temaşa   etmek   istedim.   Anahtarı
   178   179   180   181   182   183   184   185   186   187   188