Page 222 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 222

224                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          vermemekle, pek yüce mükâfatlara mazhariyetler kesbediyorsunuz. Siz
          aslâ ve kat'â müteessir olmayın. Ne kadar vahşiyane ve zalimane olursa
          da, dönüp arkanıza bakmayın. Size açılan manevî Âlemlerin kapılarına
          doğru  ilerleyin.  Yürüyün,  yürüyün,  tâ  nâmütenahî  yürüyün.  Gittiğiniz
          yerlerde  uzaklaştığınız  Âlemlerde  bizim  gibi  yaralı,  âciz,  zaîf,  pür-
          kusur, kemter bîçareler için de, müebbed bir istirahat ve Saadet yatağını
          hazırlayın.
                                                                       Z e k â i
                                          * * *
                 (Zekâi'nin fıkrasıdır)

                 Kalbim derin bir ihtiyaç ve iştiyak içinde, şu mübarek günlerde,
          Üstadımın  ziyaretini  arzu  ediyor.  Nasılki  yaz  günlerinin  sıcak
          demlerinde  bil'umum  nebatat  yağmura  ihtiyaç  hissederse,  Zekâi  de
          Üstadımın Nasihatlarına ve Telkinlerine öylece müştak ve muhtaçtır.

                 Üstadım, Eyyam-ı Mübareke pek çabuk gelip geçti. Benim gibi
          manevî  yaralılarından  mecruh  bîçareler,  böyle  Mübarek  Günlerde,
          elbette  kusurlarının  afvını  ve  meşru  emellerinin  husulünü,  Hallak-ı
          Âlem'den  temenni  ve  niyaz etmişlerdir. Cenab-ı Allah Mâh-ı Gufranın
                                                                     ِ
          Kudsiyeti hürmetine kusurlarımızı afv ve mağfiret eylesin.  يمٓا.
                                                                  َ
                 Sevgili  Üstadım,  bu  defa  üç  gün  izinle  Atabey'e  gidip,
          ebeveynimi ve Âhiret dostlarımızı ziyaret ettim.
                 Ah  Üstadım,  bazan  zahirî  hâdisat  insanı  çok  düşündürüyor.
          Gayr-ı ihtiyarî, Ruhu garib ve rikkatle karışık bir ızdıraba düşürüyor. Bu
          anlarda  hayatın  kararsızlıklarından  mütevellid  ye's,  bizi  müteessir
          ediyor. Şefkat ve merhamete hasret çekiyoruz.
                 Üstadım, öyle zannediyorum ki, âcizleri, hayatın ihtilata mecbur
          eden ahvalinden uzaklaşamadıkça, Kalbim ârâmgâh-ı lezzetinde tam bir

                                للّٰ
                                  ا
          sükûnu  bulamayacak.      َ ه    ءآش  ْ َ  ِ   ا  ن  Duanızın Himmetiyle, o anlara da Se-
                                ُ
          lâmetle vâsıl olacağım.  Bu hissiyatımı izah etmek,  anlaşılmış  bir Ruh
          için zâid değil midir?
                 Aziz Üstadım! Emsal-i kesîresiyle Üstadımızın Riyaseti altında
          müşerref  olmaklığımızı  dilediğim  Îd-i  Fıtrınızı  tebrik  vesilesiyle
          takdim-i  ihtiramat  eyler,  muhterem  ellerinizden  ve  ayaklarınızdan
          öperim, Sevgili Üstadım.
                                                            Günahkâr Talebeniz
                                                                                                     Z e k â i
   217   218   219   220   221   222   223   224   225   226   227