Page 221 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 221
BARLA LÂHİKASI 223
Üstadım yılanların hücumuna maruz kalmış. Ah Üstadım! Vakit vakit
tehacümlerine, taarruzlarına maruz kaldığımız bu menhus hainlerin
zulmünden ne zaman âzade kalacağız. Bu mülhid mütecavizler, haddini
tecavüz etmeye başladılar. Artık tecavüzün bu derecesi fazladır. Bu
itibarla muazzam bir Barika-i Hakikatın zuhuru yaklaştığı İman ve
İtikadı, bizi teselli ediyor. Ne zaman ki, tahribat ve istibdad haddini aştı,
uçurum kendini gösteriyor. "Büyük felâketler, güler yüzlü intibahlar
doğurur" derler ki, pek musîb bir söz. Herhangi bir hükûmet zulmü ve
istibdadı artırdı, mazlum milletler istiklalini kazanıyor. Şu asırda dinsiz-
ا
للّٰ
lik ve tahribat fazlalaştı. ءا ْ َ ِ ا ن ٓش mazlum ve masum Ehl-i İmanın yüzü
َ ه
ُ
gülecek. Parlak bir Hakikat güneşi tulû' edecek.
Aziz Üstadım! Nâkıs Kalemim, âciz lisanım, hissiyatıma
tercüman olamıyor. Her dindaş gibi, benim de Kalbim aziz İmanımın
aşkıyla çarpıyor. Hamdolsun, damarlarımızda dolaşan kan, binler
senelik Ehl-i Hak ve İmandan, irsen intikal etmiş bir mayadır.
Sevgili Üstadım! Öyle anlar geliyor ki, hayat çok alçalıyor. Biz
insanlar o derece eğilmek mecburiyetinde kalıyoruz. Bu fikrimle,
nefsim hesabına bir hisse-i gurur aramıyorum. Menhus ve mülevves
ellerin, temiz bileklerimizi sıkması, sabır taşını çatlatacak kadar
müellim bir hal değil midir? Tahribatın en müdhiş zamanında
hastalanan insaniyeti, manevî ilâçlarla tedavi etmeye çalışırken, bize
musallat olan hainlere mukabele etmek, acaba zavallı bir milletin
sürükleneceği uçuruma sed çekmek için çekilecek mezahim ve meşakk-ı
hayatın İnd-i İlahîde makbuliyeti için sabretmek, son dereceye kadar
tahammül etmek, bu fikir fakirin hayli düşüncesi neticesi bulabildiği bir
Hakikat.
Sevgili Üstadım, şu günleri, düşünceler ve elemler içerisinde
geçiriyorum. Hâdiseyi birkaç ağızdan birbirini tutmayan rivayetler gibi,
dallı budaklı olarak işittim. Bendenize hâdisenin cereyanı hakkında
lütfen bir haber veriniz. İnsan cünun getirecek.
Sevgili Hocam, siz herkes için, beşeriyet için, zararlı olan
tahribat ve âfâtın önünü almak için, gece gündüz çalışınız, kendinizi
tehlikeye atın da acı acı tahkirata maruz kalın. Hâyır Aziz Üstadım,
hâyır! Yüce dâhî, hâyır! Sizin nasibiniz bu değil. Size verilecek
mükâfat, bu olamaz. Bu haletler olsa olsa, üç-beş dinsizin, bir takım
Cehennem yolcularının çılgınlığıdır. Bu hale sabretmek ve ehemmiyet