Page 223 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 223

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 225

                  (Âhiret hemşirelerimden Müzeyyene'nin fıkrasıdır)

                  Sevgili Üstadım!

                  İki  aya  yakın  zamandan  beri,  gelen  Âhiret  Kardeşlerle
           Selâmınızı alıyorsam da, benim gibi âcize bu Talebenin, sizin her vakit
           Nurlu  nasihatlarınızı  dinlemeğe  ihtiyacı  olduğundan  dolayı,  haftaları
           bütün  mahzuniyetle  geçiriyorum.  Evet  zaman  oluyor  ki,  gözlerimden
           dökülen  yaşları,  Nurlu  Risaleleri  okumakla  teskin  ediyorum.  Zaman
           oluyor,  Kalbim  mütemadiyen  ağlıyor.  Hele  şu  mübarek  Ramazan,
           birkaç müfsidin  Kalbimize saldığı  hançerin acısını  Kalben, bütün  gün
           için için ağlamakla geçiriyoruz.

                  Nihayet  aldığım  bir  haber  üzerine,  yine  eskisi  gibi  Âhiret
           Kardeşlerimizin,  Sizi  ziyaret  etmekten  mahrum  olmadıklarından
           memnun oldum. Yalnız mübarek İbadethanenin ve bütün Ehl-i İştiyakın
           Sizin Duanızdan mahrum kaldığına çok acıyorum. Hattımın noksanlığı
           ve zaîfliği dolayısıyla Risaleleri yazamadığımdan beni afv ediniz. "Şu
           zamanlarda dünyayı sevmez olduğumuz halde, kurtulamadığımıza çok
           müteessirim.  Issız  sahralar,  susuz  çöller,  kimsesiz  yerler  Ruhumuzun
           meskeni  oluyor.  Hayalen  oralarda  dolaşıyoruz.  Evet,  birşey  arıyoruz.
           Heyhat...  Aradığımız  gün  hem  çok  uzak,  hem  çok  yakın  görülüyor.
           Daha  ne  kadar  bu  hal  içerisinde  çırpınacağız."  diye  feryad  eden
           Kardeşlerimizin hissiyatına bu âcize, bu fakire iştirak ediyorum.

                                                                                                   Âcize Talebeniz
                                                                                                   M ü z e y y e n e
                                           * * *

                  (Ahmed Husrev'in fıkrasıdır)

                  Senelerden beri  zalimlerin  pençe-i  zulmünde inleyen  bu bîçare
           müslüman Kardeşlerinizle geçirmekte olduğunuz bu mübarek Bayramın
           belki dokuzuncusunu hücra köşelerinde, dostlarınızdan uzak, akraba ve
           taallukatınızdan mahrum bir vaziyette, teâli ve terakkisi için çalıştığınız
           Cem'iyet-i İslâmiye arasından uzaklaştırıldığınız bir halde geçireceğinizi
           hatırladıkça  yüreğim  parçalanıyor,  Ruhum  azîm  bir  elemle  yanıyor,
           gözlerimden yaşlar dökülüyor. Kalbimden yükselip gelen bir ses "Ağla
           hem   çok   ağla!   Belki   Rahmet  - i  İlahiyenin   Nüzulü   ve   Âlem - i
           İslâmın  Saadet  ve  Selâmeti  için   ağlayanlarla   beraber   ağla!"  diyor.
   218   219   220   221   222   223   224   225   226   227   228