Page 313 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 313
BARLA LÂHİKASI 315
Tevafuktaki müdahale-i gaybiyeyi bir Mektubda size böyle bir temsil ile
beyan etmiştim: Meselâ, benim avucumda nohut, leblebi, üzüm, buğday gibi maddeler
bulunsa, ben onları yere atsam; üzüm üzüme, leblebi leblebiye karşı sıralansa, hiç
şübhe kalır mı ki, elimden çıktıktan sonra, gaybî bir el müdahale edip sıralamasın. İşte
Hurufat ve Kelimat o maddelerdir, ağzımız o avuçtur.
* * *
(Mes'ud'un garib bir fıkrasıdır)
Kamer yeni tulû' ettiği esnada, onun aydınlığına ve gecenin
serinliğinde, arpanın yumuşaması hasebi ile orak biçmekte iken,
kamerin güzelliğine ve şeffaflığına bakarak ve orağın bitmemesi,
Nurları yazmaktan mahrum kaldığımı tahassürane ve me'yusane
düşünmekte iken, bilmem iğfalât, bilmem tulûat, hatırıma gelen şu sözü
söyledim: "Ya Rabb! İsmim Mes'ud, kendim bîsud, çok çalıştım
olamadım mes'ud" dedim ve arpa biçmeye devam ettim. Aradan bir
müddet geçtikten sonra yattım. Menamda dediler ki: "Bırakma Üstadın
Said'in eteğini, eyler seni mes'ud." Derhal uyandım, ay hemen
kaybolmak üzere. Derhal "Ya Rabb! Ben Saadet-i Dünyeviye
istemedim, tövbekâr oldum" Saadet-i Uhreviyemin, sizin Duanızla
olacağı telkin edilmiştir ve Duanıza muhtacım. Bendenizi Duadan diriğ
buyurmamanızı temenni eder, el ve ayaklarınızdan öperim Efendim
Hazretleri.
M e s ' u d (R.H.)
* * *
Yirmialtıncı Mektub'un Dördüncü
Mebhası'nın Birinci Mes'elesi
ِ
ِ ِ
ِ
ِ
مُكي َ ْ ع َل مَلاسلَا د ه ۞ ِ ۪ محب ُ ب ح ِ ِّ َ ُ َّلا يُ ِ ا ءشَ َ نم نا ِ َ ْ و همساب
ْ َ
ْ
ْ
ُ َّ
ْ
ْ
َ َ ُك م و ع ٰ ل ا خ و نا
ه تاَك رب و ِ للّٰا ُ ه َ ة مح َ َ ْ ر و م ُك ِ ْ َ ٓ ِ ْ ْ َ َ دل ي ِ او َ لعو
ُ ُ
َ َ
َ ْ
َ َ
Aziz, Sıddık ve Sadık, Muhlis ve Hâlis Kardeşim İbrahim Hulusi
Bey!
Mektubunda beyan ediyorsun ki, Eğirdir gibi orada muvaffak
olmuyorsun. Ondan telaş etme. Orada öyle esbab var ki, bütün bütün
tevakkuf ve ta'til neticesini verebilirdi. Cenab-ı Hakk'a şükür yine
tevakkuf değil, muvaffakıyet var.