Page 312 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 312

314                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          bana  yazdırılmış.  Her  ne  ise...  Kendimin  tereddüdü  için  değil,  çünki
          kat'î kanaatım gelmiş; belki başkasının şübhe ve tereddüdünü izale için
          bazı müvazeneler yaptım:

                 Onuncu Söz'ün âhirinde yazıldığı gibi, altıyüz sahifeden ziyade
          bir Mübarek Kitabın Tevafukatı yüz yirmibeş çıktı. Üçyüz elli sahifeden
          ibaret diğer bir Kitabı yine saydım, elli Tevafuk çıkmadı. Yine eskiden
          kendi  te'lifatım  Türkçe  ve  Arabî  olan  ikiyüz  seksen  sahifeden  ibaret
          bulunan Kitabın eliflerini saydım, Tevafukatı kırkı tecavüz etmedi.

                 Demek  bu  Onuncu  Söz'de  ve  İşarat-ül  İ'caz'daki  ekseriyet-i
          mutlakanın Tevafukatı, gizli bir İşaret-i Gaybiyeyi tazammun ediyorlar.
          Mecmuunda işaret bulunsa yeter. Her Cüz'ünde İşareti göstermek lâzım
          değildir, fakat her Cüz İşaretin malıdır ve onun Hikmetine tâbi'dir. Size
          acele  edip,  en  evvelki  işaret  olunan  nüshayı  göndermiştim.  Az
          Haşiyeleri  sonra  ilâve  ettik.  Bu  defa  Süleyman  Efendi  ile  gönderilen
          Nüsha  ile  mukabele  ediniz,  tekmil  ediniz  ve  Halil  İbrahim  Efendi  ile
          gönderilen Nüsha ile, yine bu Nüsha ile mukabele ederek, sonra Âsım
          Bey'e gönderiniz.

                 Bu  defaki  Hulusi  Bey'in  Mektubunu  size  gönderdim.  İşaret
          ettiğim  iki  kavs  içerisinde  bulunan  kısım,  Yirmiyedinci  Mektub'un
          Dördüncü Zeylinde yazılacak. Kavsler haricinde bulunan ve üzerlerine
          kırmızı  çizgi  çekilenler  yazılmayacaktır.  Hâfız  Ahmed  ve  Mehmed
          Celal ve Hâfız Veli gibi Kalbi cezbeli dostlarıma ve Tarîk-ı Hakikatta
          sair  Kardeşlerimize  Selâm  ediyorum.  Hâfız  Veli  ile  çendan  geç
          görüştük, fakat Hâfız Veli'nin burada Mehmed Usta isminde, on senelik
          hâlis bir dostu bulunduğundan ve o Mehmed Usta benim sekiz senedir
          Tarîk-ı Âhirette gayet ciddî bir Kardeşim olduğundan, Hâfız Veli'ye de
          o münasebetle eski dost nazarıyla bakıyorum. O bana Mektub yazmıştı;
          vakit bulamıyorum ki, Mektubuna cevab vereyim. Ehl-i Kalb için bazan
          sükût dahi bir konuşmaktır.
                                                                 ِ    ب ا   قِ  َ    ْلا   ُ َ  ِ  َ    َا   ْل   ب ا   قِ     ه   و

                                                                                                         Kardeşiniz
                                                               S a i d   N u r s î

                 Kardeşlerim, afvedersiniz, bu intizamsız perişan Mektubla sizinle konuşmak
          istemiyorum.  Fakat  müteaddid  işlerle ve tedkikatla  meşgul olduğumuz anda, sür'atli
          bir surette fikrimizin bir köşesiyle yazdık. Keçeli Kâtibin hâli malûm. Kafasını başka
          yerde bırakmıştı, Mektub perişan oldu, onun için kusura bakmayınız.
   307   308   309   310   311   312   313   314   315   316   317