Page 315 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 315
BARLA LÂHİKASI 317
ve Sure-i İhlas ve Kevser satırları için, bir vâhid-i kıyasî ittihaz
edildiğinden, Kur´ân-ı Hakîm'in bu güzel meziyeti ve İ’caz alâmeti
görülmektedir. Demek bu hüner Kur´ânındır. Yoksa Hâfız Osman gibi
Zâtların değil. Çünkü bu vaziyet, Âyetinden ve Suresinden neş'et
etmiştir.
Sâlisen: Mektubunuzdan anladım ki, sana gönderilen Risaleleri
kendin için istinsah ediyorsun, aslını Abdülmecid'e veriyorsun.
Aziz Kardeşim, çendan Abdülmecid benim nesebî Kardeşim ve
yirmi sene Talebemdir. Fakat ne o ve ne hiç birisi benim Hulusi'me
yetişmiyor. O Mektublar -ekseriyet-i mutlaka- senin namınla yazılmış
ve sana gönderiliyor. Abdülmecid ikinci derecede, kendine istinsah
etmek veya mütalaa etmek için onu da teşrik et, diye bir Mektubda
demiştim. Fakat eğer sen, o Kardeşini kendi nefsine tercih edersen ve
ona zahmet vermemek için zahmet çeksen ona karışmam. Senin peder
ve vâlidene ve Fethi gibi arkadaşlarına ve senin eski Hocalarına Selâm
ve Dua ederim, Dualarını isterim.
ِ
قِ ابْلا و ُ َ قِ ه ِ ابْلَا
َ
َ
Kardeşiniz
S a i d N u r s î
21 Ramazan-ı Şerif
(Abdülmecid'e yazılan Mektubu, senin Mektubunun içine koydum,
ona gönderiniz.)
* * *
(Biraderlerine yazdıkları Mektubdan)
Eğer Ahval-i Ruhiyemi anlamak istersen, gelecek şu iki fıkra
tercümandır. Bir şâirin dediği gibi derim:
Ney gibi her dem ki, geçmiş ömrümü yâd eylerim.
Tâ nefes var ise, kuru cismimde feryad eylerim.
Bir ticaret kılmadım, nakd-i ömür oldu heba,
Yola geldim, lâkin göçmüş cümle kervan bîhaber.
Ağlayıp nâlân edip, düştüm yola tenha garib,
Dîde giryan, sîne biryan, Akıl hayran, bîhaber