Page 310 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 310

312                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          Sır, hiç kimsenin sun' u ihtiyarıyla olmadığını herkes tasdik ettiği için,
          daha ehemmiyetli göründü.

                 Fakat  ben  mutlak  işarete  ehemmiyet  verdim.  Lâkin  tafsilâtını
          ehemmiyetle tedkik edemedim. En iyi bir tarzda beyan edemedim. Bir-
          iki saat zarfında nota nev'inden işaretler koydum. Birinci defaya itimad
          edip  daha  tedkik  etmedim.  Halbuki  tabiratımda  bazı  kusur  var,  fehmi
          işkal  eder.  Isparta'daki  Kardeşlerimiz  maksadı  anlamamışlar,  hakları
          var. Çünki o ibare o maksudu ifade edemiyor.

                 Madem öyledir, bu sözün latif Tevafukat-ı Harfiyesindendir ki,
          (mebhasındaki)  hem  sahifenin  yirmiiki  olmak  itibariyle,  yazı
          bulunanların  yerinde  (yarısından  ziyade  yazılı  bulunan  sahifelerin)
          hakikî ve itibarî satırlarına ve baştaki yaprağın cild üstünde isminin iki
          satırı  ilâvesiyle  bin  üçyüz  kırkiki  (1342)  ilh...  Hem  o  mebhastaki  bu
          cümle,  hem  âhirdeki  beyaz  sahifeyi  saymak  cihetiyle  altmışaltı  olup
          baştaki  Âyetin  melfuz  (altmışaltı)  Hurufuna  Tevafuk  ediyor.  Birinde,
          âhirdeki  iki  beyaz  sahifeyi  saymak  cihetiyle  (altmışyedi)  olup  baştaki
          Âyetin  melfuz  altmışyedi  Hurufuna  Tevafuk  ediyor.  O  Âyet  Sure-i
          İhlas'ın  Hurufatına,  hem  Lafzullah'ın  makam-ı  ebcedîsine  Tevafuk
          ediyor,  denilmeli.  Biz  bir  Nüshayı  öyle  yaptık,  size  gönderiyoruz.
          Yanınızdaki  Nüshaları  ona  göre  yap.  Eğirdir'deki  Nüshaları  da  öyle
          yapınız.
                                                                 ِ  ا   قِ    بْلا    وه   َ ُ   قِا َ    ْلَا   ب
                                                                           ِ
                                                                   َ
                                                                                                      Kardeşiniz
                                                               S a i d   N u r s î
                                          * * *
                                                 ِ
                                              ِ
                         ِ ۪
                                                                ِ
                          ه   دم َ ْ  ِ  ُ    ب   ح     ب   ح  ِ ِّ    يُ   ِ      ء     ا   َّلا    َ شَ  ن   م ناو                 م   ه    ِ ِ    ساب
                                 َ ُ
                                             ْ
                                                ْ َ
                                         ْ
                                                              ْ
                              هتا   َكر َ   ب و  ِ   ة ا   للّٰ    ُ ه َ َ ُ    مح   ر و     مُكي   َلع  مَلا   سل   َا
                                                          َّ ُ َ ْ
                                                ْ َ
                            ُ
                                            َ َ ْ
                 Aziz,  Ciddî,  Sıddık  Kardeşlerim,  Hizmet-i  Kur´âniyede
          Samimî Ve Kuvvetli Arkadaşlarım Sabri, Husrev, Ali, Re'fet, Bekir,
          Lütfü, Rüşdü!

                 Cenab-ı  Hakk'a  hadsiz  şükür  olsun  ki,  sizleri  hududsuz  bir
          Sahra-yı  Hakikatta  bana  enîs  arkadaş  ve  yoldaş  vermiş.  Bu  acib
          sahradaki hareket ve sülûk, bazan pek ince ehemmiyetsiz görünen bir
          şeyde  mühim  istifadeler  edilir.  Onun   için   zahir   nazarda   malayani
   305   306   307   308   309   310   311   312   313   314   315