Page 309 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 309

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 311

                  İkincisi:  Bilirsiniz  uzak  yerlerden,  bazı  beş  günlük  yoldan  bir
           Zât  bizi  görmek  ve  uhrevî  bir  istifade  etmek  için  gelir.  Halbuki
           vaziyetim  birkaç  saatten  fazla  onunla  görüşmeyi  müsaade  etmiyor.
           Halbuki,  o  misafire  Risalelerin  kıymetini  göstermek,  onu  onlardan
           istifadeye sevk etmek, hem muhtaç olduğu Kuvvet-i İmana ve Kuvve-i
           Maneviyeye yardım etmek için, birkaç gün lâzım. Çünki Risalelerdeki
           kuvvetli bürhanlara herkes yetişemiyor, tamamıyla kavramıyor. Ruhum
           çok  arzu  ediyordu  ki;  kısa,  hafif  bir  vesile  elime  geçip,  bîçare
           misafirlerin zahmeti beyhude gitmesin. Fakat Kerametim yok, elimden
           bir şey gelmez. Yalnız misafirlerin Niyet ve İhlasına itimad edip onların
           mükâfatını  Rahmet-i  İlahiyeye  havale  ediyordum.  İşte  Cenab-ı  Hak
           evvel İşarat-ül İ'caz'da, sonra Onuncu Söz'de çabuk kanaat verecek ve
           Risalelere itimad ettirecek bir Eser-i İnayet ihsan etti. Hakikaten benim
           için  çok  kolay  oldu.  Ben  de  çok  rahat  ettim  ve  çok  zâtlara  az  bir
           zamanda  Kuvve-i  Maneviye  ve  Kur´ân-ı  Hakîm'in  Hakkaniyetine  göz
           ile  görünecek  emareler  gösteriyordum.  Hattâ  çok  muannidlerin  inadı
           kırıldı.  Çok  dinsizler  de,  onunla  İmana  geldiler.  Fakat  İşarat-ül
           İ'caz'daki  izahı  bir,  iki,  üç  saat  bitmiyordu.  Ben  de  yoruluyordum.
           Cenab-ı  Hak  Kemal-i  Rahmetinden  daha  kolay,  İşarat-ül  İ'caz'ın  iki
           saatte verdiği faideyi Onuncu Söz iki-üç dakikada aynı faideyi verdi. Bu
           zamanda göz ile görünecek gayet cüz'î bir Eser-i İnayet, manevî büyük
           Kerametlerden daha tesirlidir. İşte bu cüz'î Eser-i İnayet hem bana, hem
           sizin gibi Kardeşlerime bir kolaylık temin ettiği için, ziyade ehemmiyet
           verdim. Madem bu Söz'deki Tevafuk bize ve misafirlere çok faidelidir
           ve hayırlı neticeler verir, elbette içinde bir İnayet var. Âdi olsun,  yüz
           emsali bulunsun yine bize fevkalâde bir İnayet, bir İkram-ı Rabbanîdir.

                  Üçüncüsü:  Bilirsiniz  ki,  fazla  iştigalâttan  yorgun  düşmüş  bir
           fikir, kendini eğlendirmek, istirahat etmek ister. Biz meşgul olduğumuz
           pek  derin,  pek  geniş,  pek  ciddî  olan  Hakaik-i  Kur´âniye  ve  İmaniye,
           fazla  meşguliyetimizden  gelen  yorgunluğu  tahfif  edecek  ve  yorgun
           fikrimizi neş'elendirecek ve eğlendirecek Tevafukat nevinden, latif bir
           San'at-ı Bediiye suretinde bir Lütfunu gösterdi.

                  Hem  o  latif  ve  hafif  ve  mahbub  ve  cazibedar  Tevafukattaki
           İnayet, bir anahtar hükmüne geçip, Kur´ân'ın bir Hazine-i Esrarına bir
           nevi rehber olduğu için ziyade ehemmiyet verdim. Yoksa Hizmetimize
           terettüb  eden  ve  yardım  eden  İnayet - i  Rabbaniye  o kadar çoktur ki,
           Eğer    saysam    binden    geçer.    Şu    Onuncu   Söz'ün   Hurufatındaki
   304   305   306   307   308   309   310   311   312   313   314