Page 121 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 121

İ’CAZ-I KUR’AN                                                                                                    123

           en kolay, en yakın, en selim olan kalem ve yazı ile muarazayı terk ve en
           uzun,  en  müşkil,  en  tehlikeli  ve  şübheli  seyf  ve  harb  ile  mukabeleye
           mecburen  iltica  ettiler.  Suret-i  kat'iyyede  bundan  anlaşıldı  ki,  Kur'anın
           benzerini yapmaktan âciz kalmışlardır. Zira her iki yolun arasındaki farkı
           bilmeyenlerden  değildiler.  Binaenaleyh  birinci  yol  ibtal-i  dava için  daha
           müsaid iken onu terkedip, hem malları, hem canları tehlikeye atan başka
           bir yola sülûk eden ya sefihtir -halbuki Müslüman olduktan sonra siyaset-i
           âlemi eline alanlara sefih denilemez- veya birinci yola sülûktan kendilerini
           âciz görmüşlerdir. Onun için kalem yerine seyfe müracaat etmişlerdir.

                  S-  Kur'ana  bir  nazire  yapmak  mümkinattan  imiş,  fakat  nasılsa
           yapılmamıştır?

                  C-  Mümkinattan  olmuş  olsaydı,  damarlarına  dokundurulanlar,
           behemehal  muarazayı  arzu  ederlerdi.  Ve  muaraza  arzusunda  bulunmuş
           olsaydılar,  muaraza  yapacaklardı.  Çünki  ibtal-i  dava  için  muarazaya
           ihtiyaçları pek şedid idi. Muaraza etmiş olsaydılar, gizli kalmazdı, tezahür
           ederdi.  Çünki  tezahürüne  rağbet  çok  olduğu  gibi,  esbab  dahi  çok  idi.
           Tezahür  etseydi,  Âlemde  şöhret  bulurdu.  Şöhret  bulmuş  olsaydı,
           Müseylime'nin hezeyanları gibi behemehal tarihte bulunacaktı. Madem ki
           tarihte  bulunmamıştır,  demek  yapılmamıştır.  Madem  yapılmamıştır,
           demek Kur'an Mu’cizedir.

                  S- Müseylime füseha-i arabdan olduğu halde, sözleri ne için Âleme
           maskara olmuştur?

                  C- Çünki onun sözleri, bin derece fevkinde bulunan sözlere karşı
           mukabeleye çıktığından çirkin ve gülünç olmuştur. Evet güzel bir adam,
           Hazret-i Yusuf (A.S.) ile beraber güzellik imtihanına girerse, elbette çirkin
           ve gülünç olur.

                  S- Kur'an-ı Kerim hakkında şek ve şübheleri olanlar, Kur'anın bazı
           terkib ve Kelimeleri güya Nahiv İlminin kaidelerine muhalefet etmiş gibi
           şübhe îka' etmişlerdir?

                  C- Bu gibi heriflerin, İlm-i Nahv'in kaidelerinden haberleri yoktur.
           Sekkakî'nin  dediği  gibi;  Efsah-ı  Füseha  olan  Hazret-i  Muhammed
           Aleyhissalâtü  Vesselâm,  Kur'an-ı  Kerim'i  uzun  uzun  zamanlarda  tekrar
           tekrar okuduğu halde o hataların farkında olmamış da bu cahil herifler mi
           farkında olmuşlardır? Bu, hangi Akla girer ve hangi kafaya sığar? Sekkakî
           "Miftah"ının  sonunda,  bu  gibi  cahilleri  iyi  taşlamıştır.  Evet  bir  şâirin
           dediği gibi,
                        ِ      ِ ِ
                ۪۪ ۪راجحَا۪۪ةرُكلا ۪هذه  ۪   ف ۪  ۪قبي ۪ َ ل ۪ارجح ۪۪هتمقْل  ۪ ۪ َا  ىوع ۪   بْلَكُّ۪ل ۪ ُك۪وَل
                                                  ُ َ َ
                         َ ْ
                                                                        ْ
                                                     ْ
                                                           ٰ َ
                                              َ َ
                                 َ
                 ُ َ ْ
                                     َ ْ َ
                                               ْ
   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126