Page 37 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 37
HURUF-U MUKATTA’A 39
öyle ince bir dereceye varmıştır ki, Hakikatı idrak edilemez ve öyle geniş
bir sahayı işgal etmiştir ki, ihatası ilmen kabil değildir. Çünki marifenin
zıddı olan "nekre"; ya şiddet-i hafâdan olur veya kesret-i zuhurdan neş'et
eder. Buna binaendir ki, "tenkir" bazan tahkiri bazan Ta'zimi ifade eder,
denilmiştir.
4- Müteaddid kelimelere bedel ism-i fâil sîgasıyla ihtiyar edilen
يقَّتم Kelimesi ile yapılan Îcaz, Hidayetin semeresine ve tesirine işaret
ُ
olduğu gibi, Hidayetin Vücuduna da bir delil-i innîdir.
S: Gayet mahdud, az birkaç noktadan beşerin tâkatinden hariç
denilen İ’cazın doğması ihtimali var mıdır?
C: Maddî ve manevî her şeyde yardımın ve içtimaın büyük kuvvet
ve tesiri vardır. Evet İn'ikas Sırrıyla, üç şeyin hüsnü içtima ederse, beş
olur. Beş içtima ederse, on olur. On içtima ederse, kırk olur. Çünki
herşeyde bir nevi in'ikas ve bir nevi temessül vardır. Nasılki birbirine
mukabil tutulan iki âyinede çok âyineler görünüyor; kezalik iki-üç nükte
veya iki-üç hüsn içtima ettikleri zaman pekçok nükteler, pekçok hüsünler
tevellüd eder. Bu Sırra binaendir ki, her hüsn sahibinin ve herbir sahib-i
kemalin emsaliyle içtima etmeye fıtrî bir meyli vardır ki, içtimaları
zamanında hüsünleri, Kemalleri bir iken iki olur. Hattâ bir taş, taşlığıyla
beraber kubbeli binalarda ustanın elinden çıkar çıkmaz başını eğer,
arkadaşıyla birleşmeğe meyleder ki, sukut tehlikesinden kurtulsunlar.
Maalesef insanlar, Teavün Sırrını idrak edememişler. Hiç olmazsa,
taşlar arasındaki yardım vaziyetinden Ders alsınlar.
S: Belâgat ve Hidayetten maksad, Hakikatı vâzıh bir şekilde
gösterip fikirleri ve zihinleri ihtilaflardan kurtarmak iken; Müfessirlerin bu
gibi Âyetlerde yaptıkları ihtilafat, gösterdikleri ihtimaller, beyan ettikleri
ayrı ayrı birbirine uymayan vecihler altında Hak ve Hakikat ne Suretle
görülebilir?
C: Malûmdur ki, Kur'an-ı Azîmüşşan yalnız bir asra değil, bütün
asırlara nâzil olmuştur. Hem bir tabaka insanlara mahsus değil, bütün
tabakat-ı beşere şümulü vardır. Hem bir sınıf insanlara aid değil, bütün
beşerin sınıflarına raci'dir. Binaenaleyh herkes, her tabaka, her zaman,
fehmine, istidadına göre Kur'anın Hakaikından hisse alabilir ve
hissedardır. Halbuki nev'-i beşer derece itibariyle muhtelif ve zevk
cihetiyle mütefavit.. ve keza meyl, istihsan, lezzet, tabiat itibariyle
birbirine uymuyor. Meselâ: Bir taifenin istihsan ettiği bir şey, öteki
taifenin