Page 64 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 64

66                                                                                                   İŞÂRÂT-ÜL İ’CAZ



                                                                ۪
                                                                ن
                                                                  ي
          Ve keza harf-i tarif olan ۪لَا in ifade ettiği beş manayı,  ۪ذَّلَا de ifade
                                   ْ
                                                                َ


          ediyor.  O  manaların  en  meşhuru,  ahddir.  Yani  gerek  ۪لَا  den,  gerek
                                                                  ْ

          ۪ ني ۪ ذَّلَا  den,  ma'hud ve malûm bir şey kasdedilir. Binaenaleyh Ebucehil,
          َ
          Ebuleheb, Ümeyye İbn-i Halef ve saire gibi ma'hud ve meşhur büyük

                  ۪
                  ن
                    ي
          kâfirlere  ۪ذَّلَا ile işaret edilmiş olduğu ihtimali pek kavîdir.
                  َ
                 Bu ihtimale binaen şu Âyet, gaybdan ihbar eden Âyetlerden biri
          olur. Çünki onlar küfür üzerine ölmüşlerdir. Ve aynı zamanda, İ’caz -ı
          Manevînin dört nev'inden bir nev'i, şu gaybî ihbarlardan tezahür eder.

                 S:  Kur'an  Zaruriyat-ı  Diniyedendir.  Zaruriyatta  ihtilaf  olamaz.
          Halbuki Müfessirlerce verilen ayrı ayrı manaların bir kısmı,  birbirine
          muhaliftir?

                 C: Azizim! Kur'anın herbir Kelâmı, üç kaziyeyi müştemildir:
                 Birincisi: Bu, Allah'ın Kelâmıdır.

                 İkincisi: Allah'ca murad olan mana haktır.
                 Üçüncüsü: Mana-yı murad, budur.

                 Eğer  Kur'anın  o  Kelâmı,  başka  bir  manaya  ihtimali  olmayan
          muhkemattan olursa veya Kur'anın başka bir yerinde beyan edilmiş ise,
          birinci ve ikinci kaziyeleri aynen kabul etmek lâzımdır ve inkârları da
          küfürdür. Şayet Kur'anın o Kelâmı, başka bir manaya ihtimali olan bir
          nass  veya  zahir  olursa,  üçüncü  kaziyeyi  kabul  etmek  lâzım  olmadığı
          gibi  inkârı  da  küfür  değildir.  İşte  Müfessirlerin  ihtilafları,  ancak  ve
          ancak şu kısma aiddir.

                 İ  h  t  a  r:  Mütevatir  Hadîsler  de,  bu  hususta,  Âyetler  gibidir.
          Yalnız  birinci  kaziye,  teemmül  yeridir.  Çünki  اَذه  ile  işaret  edilen
                                                            ٰ
          Hadîsin Hakikaten Hadîs olup olmadığında tereddüd yeri vardır.

                 S-  Küfür,  cehildir.  Halbuki  kâfirler,  Hazret-i  Muhammed'i
          (A.S.M.) evlâdları kadar tanıyorlardı?
                 C-  Küfür,  iki  kısımdır.  Bir  kısmı,  bilmediği  için  inkâr  eder;
          ikincisi, bildiği halde inkâr eder. Bu da, birkaç şubedir. Birincisi; bilir
          lâkin
   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69