Page 238 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 238

YİRMİALTINCI  LEM’A                                                                                                    241


          Halbuki herşeyin şekli, heyeti hadsiz tarzlarda olabildiği için, hadsiz hadd ve
          hesaba gelmez eşkaller, mikdarlar içinde, bir tek şekil ve mikdarda sel gibi
          akan  anasırın  zerreleri  dağılmayarak,  muntazaman,  mikdarsız,  kalıpsız
          birbiri üstünde kitle halinde durdurmak.. ve zîhayata muntazam bir Vücud
          vermek; ne derece  imkândan, ihtimalden,  akıldan uzak  olduğu görünüyor.
          Elbette   kimin   Kalbinde  körlük  yoksa,   görür.  Evet  bu  Hakikata  binaen

                                                    ى
                                              ى
             ا  وع   متجا ىو   َلو  ا ًباب   ذ اوقُل   ي   خ   نَل   ى   للّا    نود  ن   م ن  وعدت ني   ۪ذلا    نا   َ  ى   bu Âyet-i
            ل

           ه
            َ
                                                                َ
                                                      َ
                                       ْ َ ْ ُ
                                           ٰ
                                                        ُ ْ َ َ
                 َ َ ْ
                                                  ْ ُ
           ُ
                              ُ َ
                         َ
                ُ
           Azîmenin  Sırrıyla  (Haşiye)  bütün  esbab-ı  maddiye  toplansa,  onların
          ihtiyarları da olsa, bir tek sineğin Vücudunu ve o Vücudun cihazatını mizan-
          ı  mahsusla  toplayamazlar.  Toplasalar  da,  o  Vücudun  mikdar-ı  muayyene-
          sinde durduramazlar. Durdursalar da, daima tazelenmekte olan ve o Vücuda
          gelip çalışan zerratı, muntazaman çalıştıramazlar. Öyle ise; bilbedahe esbab,
          bu eşyaya sahib çıkamazlar. Demek Sahib-i Hakikîleri başkadır. Evet öyle
                                      ٍ ى
                                                                َ   عب   ث
          bir  Sahib-i  Hakikîleri  var  ki;   ةدحاو     ٍ سفنَك  َل ى       ا    مُك  ْ َ ُ ْ    لو  م   ُكقْل   خ    م  ا
                                       َ
                                                ْ َ
                                           َ
                                                                             َ
                                                                         َ ُ ْ
                                                                  َ
          Âyetinin Sırrıyla, bütün zeminin yüzündeki zîhayatı, bir sineğin İhyası kadar
          kolay  yapar.  Bir  baharı,  birtek  çiçek  kolaylığında  İcad  eder.  Çünki

          toplamağa  muhtaç  değil.  Emr-i   وُك   يف ن   ُك  'e  mâlik  olduğundan..  ve  her
                                        ن
                                             َ َ ْ
                                        ُ
          baharda  hadsiz  mevcudat-ı  bahariyenin  madde-i  unsuriyesinden  başka,
          hadsiz  sıfât  ve  ahval  ve  eşkallerini  hiçten  İcad  ettiğinden..  ve  İlminde
          herşeyin plânı, modeli, fihristesi ve proğramı taayyün ettiğinden.. ve bütün
          zerrat  Onun  İlim  ve  Kudreti  Dairesinde  hareket  ettiklerinden,  kibrit çakar
          gibi  herşeyi  nihayet  kolaylıkla  İcad  eder.  Ve  hiçbir  şey,  zerre  mikdar
          hareketini  şaşırmaz.  Seyyarat  muti'  bir  ordusu  olduğu  gibi,  zerrat  dahi
          muntazam  bir  ordusu  hükmüne  geçer.  Madem  O  Kudret-i  Ezeliyeye
          istinaden hareket ediyorlar ve O İlm-i Ezelînin Düsturuyla çalışıyorlar; işte o
          eserler,  O  Kudrete  göre  Vücuda  gelir.  Yoksa  o  küçük,  ehemmiyetsiz
          şahsiyetlerine bakmakla o eserler küçülmez... O Kudrete İntisab Kuvvetiyle
          bir  sinek,  bir  nemrud'u  gebertir.  Karınca,  firavun'un  sarayını  harab  eder.
          Zerre  gibi  küçük  çam  tohumu,  dağ  gibi  koca  bir  çam  ağacının  yükünü
          omuzunda   taşıyor.   Bu   Hakikatı   çok   Risalelerde   isbat   ettiğimiz  gibi,

                 ------------------
                 (Haşiye):  Yani  Allah'tan  başka  bütün  çağırdığınız  ve  ibadet  ettiğiniz  şeyler
          toplansalar, bir sineği halkedemezler.
   233   234   235   236   237   238   239   240   241   242   243