Page 58 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 58

60                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          Bereket ve Sühulet, hem Kalbimizde bir İnşirah ve Ferah zahiren
          hissediyoruz.  Ezcümle  ben  -yani  Emin-  kendim  itiraf  ediyorum  ki:
          Risale-i  Nur  Dairesine  girmezden  evvel,  bütün  sene  çalışırdım.  Ne
          vakit  Risale-i  Nur  Dairesine  girdim;  senede  üç-dört  ay  kadar  ancak
          çalışabildiğim  halde,  evvelkinden  daha  müferrah  ve  daha  mes'ud  bir
          halde  yaşamaklığım,  yüzde  yüz  Risale-i  Nur  Hizmetinin  Bereketiyle
          olduğuna hiç şübhe yok (Haşiye).

                 Hem  ezcümle,  Üstadımız  diyor  ki:  "Benim  de  kanaat-ı
          kat'iyyem  çok tecrübelerle gelmiş  ki,  ben Risale-i  Nur'un tashihatıyla
          meşgul olduğum zaman, pek zahir tarzda, hem rızkımda Bereket, hem
          kolaylık  görüyorum.  Her  ne  vakit  çalışmazsam  o  hali  görmüyorum."
          Hem Üstadımız diyor ve biz de tasdik ediyoruz: "Ben son zamanda
          anladım ki; şimdiye kadar hem ben, hem dostlarım bu Hakikatın
          suretini  başka  şekilde  görmüşüz.  Şöyle  ki:  Hapishanede  bir  tek
          ekmek,  sekiz  ve  bazan  on  gün  bana  kâfi  geldiği  halde,  burada
          aynen  o  tarzda  yaşıyordum.  Hem  ben,  hem  Kardeşlerim,  bunu
          benim  az  yemek  ve  iştahsızlığıma  veriyorduk.  Halbuki  çok
          emarelerle  kat'iyyen  anladık  ki,  o  acib  hal  Bereket  neticesi  imiş.
          Birkaç defa sekiz günde bana kâfi gelen bir ekmeği aynı iştiha ile -
          çalışmadığımdan  Berekete  mazhar  olmadığım  zaman-  iki  günde,
          bazan  bir  buçuk  günde  bitiriyordum.  Demek  bu  onaltı-onyedi
          seneden  beri  benim  mükemmel  tayinatım,  Risale-i  Nur'un
          Hizmetinden gelen bir Bereketten idi. Evet Aynelyakîn derecesinde
          bize  de  kanaat  gelmiş  ki,  bu  kesretli  Hâdisat-ı  Bereket,  Kur'an-ı
          Mu'ciz-ül  Beyan'ın  İ'caz-ı  Manevîsinin  bir  şuaıdır.  Manen  der:
          "Ey  Kur'an'ın  Şakirdleri!  Sizleri  Vazife-i  Mukaddesenizden
          ekseriyetle  geri  bırakan,  maişet  telaşesidir.  Bu  ise,  Kur'anın
          Feyziyle, Bereket nevinden size veriliyor. Vazifenize bakınız."

                                ِ
                                                   ِ
                         ِ ِ ِرونلا ِ ِ ِ لءاسر ِِرشن ِ بِ ِ نۤا ِ رقْلاَِةمدخِانَلريُ ِ ِ  َّ س َ  ِ مهَّللَا
                                                 َ ْ
                           ُّ
                                            ْ س
                                      ْ َ
                                  َٓ َ
                                                      َ ْ
                                  َ
                                                         ِّ
                                                      ِ ِ ِ
                         ِ ي ِ ِ مۤاِِم ِ رْكَلاْا  ِ ك ِ  َ  ِ ِبي ِ۪بح ِوِِمَظعَلاْاِكمساِةمرح ِ ب
                                                    َ
                         َ
                                               ْ
                                                          َ ْ س
                                           َ َ
                               َ
                                                       ْ
                 ------------------
                 (Haşiye): Evet Emin Kardeşimiz memleketimize geldiği zaman çok fa'al bir
          surette her ay çalışırdı. Şimdi ise, üç-dört aydan fazla çalıştığını görmüyorum. Buna
          sebeb  ise,  Risale-i  Nur'un  Hizmetinin  berekâtı  olduğunda  şübhem  yok,  bütün
          kuvvetimle tasdik ediyorum.
                                                      Küçük Hüsrev Mehmed Feyzi
   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63