Page 61 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 61
KASTAMONU LÂHİKASI 63
Hem Salahaddin emsalinden bir ay sonra ordudan sevk edilmesi
İnebolu'da emsalleriyle beraber bulunmadığı memleket halkından bazı
kimselerin gözüne batarak, müteaddid ihbaratta bulunmaları üzerine,
askerlik şubesi tarafından reis, polis vasıtasıyla babasını şubeye celb ile
oğlunun nerede olduğu sorulduğunda, oğlundan bir gün evvel gelen
telgrafı göstererek, İzmit Deniz Alayı'na müretteb olduğunu ve oğlunun
kasden gitmediği, bir ay ticarete gittiği anlaşılmasıyla, babası Ahmed
Nazif serbest bırakılmasıdır. Hem maden direğine yazılıp askerlikleri
te'hir edilenler içinde, her gün benimle görüşen kâtib bir arkadaşım,
beni unutup kaydetmediği, sonra da o tecil edilenler hem askere
alındığı, hem de fena nazarıyla bakıldığı ve Salahaddin o nazardan
kurtulmasıdır. Hem Salahaddin'in müretteb olduğu alaya, onbeş gün
geç iltihak etmesinden dolayı bir ceza verilmeden ve hiçbir tavsiyeye
muhtaç kalmadan alay yazıcısı olarak alınması, hem Salahaddin'in
terhislerinde bakaya erlerin üç gün dahi olsa, mahkemeye verildiği
halde, kendisinin bir ay bakaya kaldığı halde bir ceza gelmeden terhis
ve alay kumandanı ve yaverinin teessüründen gözleri yaşararak ayrılışı,
Risale-i Nur'a aid bir Keramet olduğu bizce kat'î kanaat gelmiştir.
Hem bir vakit Tosya'dan Kastamonu'ya gelirken, beraberimde
Risale-i Nur'un Lem'a ve Şualar'ı vardı. Haşre aid bir mebhas
okuyordum. Kamyon yokuşları tırmanıyordu. Havanın ve makinenin
harareti bana ağırlık ve fikrime de "Bu Risale-i Nur muazzam bir
Mu'cize-i Kur'aniyedir. Başka sahada Mu'cize gösterebilir mi?
Halbuki Mu'cize, Enbiya Aleyhimüsselâm'a mahsustur. Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan sonra Mu'cize gösterilme-
yecektir." mülahazası esnasında kamyon müdhiş sadmelerle üç takla,
yirmibeş-otuz metreden aşağıya yuvarlandık. Şehadet getiriyordum.
Yaralı mıyım diye kendimi yokladım. Yüzbin şükür hiç bir yaram yok.
Korkarak doğruldum, şoförün kafası gözü parçalanmış, "ah, of"
çekiyor. Etrafımı tedkik ettim; şoför tarafındaki kapı ve camlar
hurdahaş olmuş. Benim tarafımdaki ince cam bile kırılmamış. O anda
bunun büyük bir Keramet olduğunu, Mu'cize olmadığını ve bir daha
-------------------------------------------------------------------------------------
İnşâallah bu kabahatim de afvolmuştur. Hem Risale-i Nur'u, hem bizi Hizmet-i
Kur'aniyede sebkat eden Hüsrev ve Rüşdü ve Sabri gibi Kardeşlerimi şefi' tutarak, bu
kusurumun afvını Üstadımdan istedim. Ben itiraf ediyorum, tenbelliğimin neticesi
olarak bir şefkat tokadını yedim. Feyzi