Page 327 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 327
KASTAMONU HAYATI 329
mübarek bir hanım, yanında (Hâşiye) çok senelerdenberi muhafaza ettiği
Mevlânâ Hazretlerinin Cübbesini, Ramazan-ı Şerifde teberrüken
Üstadımızın yanında kalsın diye Feyzi ile gönderir. Üstadımız hemen
Emin Kardeşimize yıkamak için emrederek Cenab-ı Hakka şükretmeye
başlar. Feyzi'nin hatırına: "Bu hanım, benim ile yirmi gün için gönderdi!
Üstadım neden sahib çıkıyor?" diye hayretler içinde kalır. Sonra o hanımı
görür, o hanım Feyzi'ye der ki: "Üstad hediyeleri kabul etmediğinden, bu
suretle belki kabul eder diye öyle söylemiştim. Fakat Emanet Onundur,
canımız dahi feda olsun" der, o Kardeşimizi hayretten kurtarır. Evet,
mübarek Üstadımızın o Cübbeyi kabulü, Mevlânâ Halid'den sonra
Vazife-i Teceddüd-ü Dinin kendilerine intikaline bir alâmet telâkki
etmesindendir, derler. Hem de öyle olmak lâzım. Çünkü Hadîs-i Sahihde:
ِ
ِ
ِ
ا هني د اهَل دد جي ن م ةنس ِ ِ ِّ ِ سْا ر لَع ِ ةم ٰ َّ ْا ُلا هذه ِ ِ ِ ل ث ي عب َ َ ْ ُ ٰ للّا نا
ةام لُك
َ
َ ٰ َّ
َ َ
َ
َ
َ ُ ْ
َ
َ
َ ُ ِّ
َ
buyurulmuş. Mevlânâ Hazretlerinin, velâdeti bin yüzdoksanüç, Üstadımız
Hazretlerinin ise bin ikiyüzdoksanüçtür. Bu Hadîsin tam izahı Risale-i
Gavsiye'de vardır.
Üstadımız, arasıra bizlere hususan Feyzi'ye, lâtife tarzında
buyururlardı ki: "Cezanız var, tokat yiyeceksiniz, hapse gireceksiniz..."
diye Denizli hapsimizi bize remzen haber verip; hem bizi ikaz, hem
Kablelvuku bir mühim hâdiseyi keşfen beyan ediyorlardı. Hakikaten çok
geçmedi, Üstadımızın dediği çıktı.
Yine Denizli hapsi hâdisesinden evvel buyurdular ki: "Kardeşlerim,
çoktandır sekiz seneden fazla bir yerde kalmamışım. Şimdi buraya geleli
sekiz sene oluyor. Bu sene, herhalde ya vefat edeceğim veya başka yere
nakledeceğim" diye Kastamonu'dan teşrifini haber veriyorlardı.
Hem Denizli hapsi musibetinden evvel Üstadımız buyururlardı ki:
"Kardeşlerim, Risale-i Nur'a birkaç cihette hücum hissediyorum, ziyade
ihtiyat ediniz." Hakikaten çok geçmedi, İstanbul'da bir ihtiyar Hoca,
bilmeyerek, bir Risalenin bir mes'elesine itiraz ediyor. Sonra eski Fetva
Emini merhum Ali Rıza Efendi Hazretleri,
------------------
(Hâşiye): O hanım "Asiye" dir.