Page 467 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 467

EMİRDAĞ   HAYATI                                                                                                          469


               Aleyhime hükûmetin bir kısım me'murlarını evhamlandırmakta isti-
           mal ettikleri bir iki desiselerini beyan ediyorum.

               Derler: "Said'in nüfuzu var. Eserleri hem te'sirli, hem kesretlidir. Ona
           temas eden, Ona dost olur. Öyle ise, Onu her şeyden tecrid etmek ve iha-
           net etmekle ve ehemmiyet vermemekle, ve herkesi Ondan kaçırmakla ve
           dostlarını ürkütmekle nüfuzunu kırmak lâzımdır" diye hükûmeti şaşırtır,
           beni de dehşetli sıkıntılara sokarlar. Ben de derim:

               Ey bu millet ve vatanı seven Kardeşler! Evet, o münafıkların dedik-
           leri  gibi, nüfuz  var.  Fakat  benim  değil,  belki  Risale-i  Nur'undur.  Ve  O
           kırılmaz;  Ona  iliştikçe  kuvvetleşir.  Ve  millet  ve  vatan  aleyhinde  hiçbir
           vakit istimâl edilmemiş ve edilmez ve edilemez. İki adliye, on sene fâsıla
           ile  şiddetli  ve  hiddetli  yirmi  senelik  evrakımı  tedkikat  neticesinde,  bir
           hakikî sebeb cezamıza bulmaması, bu Dâvaya cerhedilmez bir şâhiddir.

               Evet,  Eserler  te'sirlidir. Fakat,  millet  ve  vatanın  tam  menfaatine  ve
           hiçbir zarar dokundurmadan yüzbin adama kuvvetli Îman-ı Tahkikî Dersi
           vermekle,  Saadet  ve  Hayat-ı  Ebediyelerine  tam  Hizmette  te'sirlidir.
           Denizli  hapishanesinde,  kısmen  ağır  ceza  ile  mahkûm  yüzler  adam,
           yalnız "Meyve Risalesi"yle, gayet uslu ve mütedeyyin suretine girmeleri;
           hattâ iki-üç adamı öldürenler, Onun Dersiyle daha tahta bitini de öldür-
           mekten  çekinmeleri  ve  o  hapishane  müdürünün  ikrariyle,  hapishanenin
           bir  Terbiye  Medresesi  hükmünü  alması,  bu  müddeaya  reddedilmez  bir
           senettir, bir hüccettir.

               Evet, beni herşeyden tecrid etmek, işkenceli bir azâb ve katmerli bir
           zulümdür ve bu millete gadirli bir hıyanettir. Çünkü otuz-kırk sene, haya-
           tımı bu millet içinde geçirdiğim halde, temasımdan hiç zarar görmediğine
           ve bu dindar millet çok muhtaç olduğu Kuvve-i Mâneviye ve Teselli ve
           Kuvvet-i  Îmaniye  menfaatini  gördüğüne  kat'î  bir  delili;  bu  kadar
           aleyhimde  olan  şiddetli  propagandalara  bakmayarak  her  tarafta  Risale-i
           Nur'a fevkalâde teveccüh ve rağbet göstermeleri.. hattâ itiraf ederim, yüz
           derece haddimden ziyade lâyık olmadığım büyük iltifat etmesidir.

               Ben işittim ki, benim iaşeme ve istirahatime buradaki hükûmet müra-
           caat  etmiş,  kabul  cevabı  gelmiş.  Ben  bunların  İnsaniyetine  teşekkürle
           beraber ,    derim :    En     ziyade     muhtaç     olduğum    ve    hayatımda
   462   463   464   465   466   467   468   469   470   471   472